Bundan yıllar önce uçuş simalatörleri kolleksiyonum vardı. Çıkan her uçaklı, helikopterli oyunu alıp denerdim. Fighter Bomber, Combat Air Patrol, Flight of the Intruder, Gunship 2000, Red Baron ve B17 Flying Fortress benim favori oyunlarımdan bazılarıdır. O dönem neredeyse pilot olmak için askeriyeye gitmek istediğimden bahseder hale gelmiştim. Bu oyunlar insanı ekran başına bağlayabilen alışkanlık yapan oyunlardı. Tabii bu oyunlar simulasyon oyunları oldukları için uçağı dıştan görünüş yönetemiyorduk. Daha basit kontrolleri olan ve değişik bir uçuş oyunu arayan herkesin bulabileceği sadece bir oyun vardı ki simulasyon seven sevmeyen herkesi kendine aşık etmişti. O da efsanevi "After Burner" adlı harika oyundu. Bu oyun uçağı arkadan gördüğümüz ve tüm simulasyon komplikasyonlarını yok etmiş basit bir macera oyunuydu. Eminim bazılarınız bilgisayarlardan, bazılarınız atari salonlarından hatırlayacaktır bu oyunu. Ben işte o günlerden sonra bir daha o tadı verebilen basit bir uçak oyunu bulamamıştım. Ta ki "Ace Combat" serisine kadar. Hem grafikleri ile hem de oynanış tarzı ile beni en çok etkileyen aksiyon-simulasyon tarzındaki bu oyunu neredeyse tüm konsolcular biliyor artık. Ara sıra Ace Combat serisine rakip olmak adına piyasaya çıkan bazı oyunlar olsa da pek de yanına yaklaşır cinsten bir oyun göremedik henüz. İşte bu tarzda bir oyun olan Blazing Angels, PC ve Xbox'tan sonra şimdi de PlayStation 3 için çıktı.

Can dostlarınız Joe, Frank ve Tom

BAWW2'de bir filonun kaptanını yönetiyoruz. Tabii oyunun başında kaptan olarak başlamıyoruz. Fakat gösterdiğimiz başarılardan dolayı kısa sürede rütbe atlıyor ve en zorlu savaş bölgelerine gönderiliyoruz. Oyundaki üç arkadaşımız Joe, Frank ve Tom neredeyse tüm oyunda bizimle birlikte uçuyor ve radyo-telsiz ile hayli başımızı şişiriyorlar. Joe, 19 yaşında bir mekanik dehası ve oyun sırasında uçağımız hasar gördüğü zamanlarda acil tamir çözümleri üretiyor. Bunu nasıl yapıyor derseniz, çok fazla hasar gördüğünüz zamanlarda "sol" tuşa basıp Joe'ya "Bir el at abicim" diyoruz ve ekranda sırası ile rastgele tuş simgeleri çıkıyor. Aynı sıralama ile tuşlara basarsanız uçağınız bir anda yepyeni oluyor. Saçma tabii ama bu bir macera oyunu, gerçekçi bir simulasyon değil, çok da şaşırmamak gerekir. Frank 32 yaşında ve dogfight (uçakların havada kapışmalarına verilen ad. Türkçe'de "it dalaşı") konusunda uzman. Oyunda "sağ" tuşa basarak "Atıl Frank!" diyoruz ve seçili hedefe saldırmaya başlıyor Frank. Tom ise 26 yaşında ve oyundaki en büyük görevi sizin için hayatını öne sürmesi. Eğer aşırı derecede hasar aldıysanız "aşağı" tuşuna basarak "Tom abi, ölüyorum abi, kurtar gözünü seveyim" diyorsunuz ve Tom sizin peşinizdeki düşmanın önüne kendini atıp hasarı kendi üzerine alıyor. Tüm bu özellikleri belli bir süre ile kullanabiliyoruz. Ekranın sol altındaki barda görebileceğiniz gibi zamanla tekrar bu özellikler doluyor ve tekrar arkadaşlarınızdan yardım alabiliyorsunuz. Ayrıca "yukarı" tuşu ile arkadaşlarınıza bazı 'genel emirler' verebilirsiniz. Bunlar, belli bir bir formda beraber uçmak, etraftaki düşmanlara saldırmak ve size saldıranlarla uğraşıp sizi korumak. Tüm bu özellikler tamam belki ama uçağı tamir etme özelliği sayesinde oyunun zorluk seviyesi biraz kolaya indirilmiş bence. Görevler zaten çok da zor değiller, zorlandığınız bir kaç bölümde de aldığınız bu yardımlarla ayakta kalmanız mümkün.




Pearl Harbor, Normandiya, Paris... Filomuz her yerde

Oyunumuzda 2. Dünya Savaşı'ndaki en önemli muharebe alanlarına göreve gidiyoruz. Bunların arasında Afrikadaki savaşlardan Normandiya çıkartmasına, Pasifik'ten Pearl Harbor'a, Paris'den Berlin'e kadar bir çok bölge ve savaş alanı var. Eski versiyonuna iki yeni görev eklemişler, oyun toplam 20 bölümden oluşuyor. 20 görevi de bitirince 'Mini Görevler' kısmı açılıyor ve size yeni uğraşlar çıkıyor. Görevler genelde dörte ayrılıyor. Bombardıman yaptığımız, füze attığımız, torpido kullandığımız ve makinalı tüfeğimizle hava savaşı yaptığımız görevler. Oyunda bir hedefi yok ettiğimizde radyo ile yeni hedefler verilebiliyor ve bazen hem bombardıman yapıyor hem de hava savaşında bulunuyoruz aynı görev içerisinde. Görevler birbirine benzemesin diye çok uğraşmış olsalar da yine de bazen sıradanlaşmaya başlıyor.

Oyunu isterseniz ekranı ikiye bölerek arkadaşlarınızla oynamak mümkün. Ekranı bölerek oynarken, daha sonra açıklayacağım online oyunlarından her hangi birini seçebilirsiniz. Ayrıca 'Ace Combat'da olduğu gibi 'Arcade' bölümü var. Sanki bir arcade salonunda oynarmış gibi, konusuz, dalga dalga gelen düşmanları vurduğunuz, zaman geçirmek için yapılmış bir bölüm bu.

Tek kişilik senaryo ile ilgili vermek istediğim bazı tavsiyeler var. Bombardıman yaptığımız bölümlerde makinalı tüfeğin hedefi dışında yer seviyesinde küçük bir hedef görüyoruz. Bu yer hedefi size bombayı o anda bıraksanız düşeceği noktayı gösteriyor. Mesela uçak savar ve tanklardan oluşan bir grubun üzerine bomba atarken çok alçalıp kendinizi harcamamanızı tavsiye ederim. Yüksekten uçup L2 tuşuna basarak hedefi gösteren kameraya geçerseniz hedefiniz tam düşmanın üzerindeyken L1 ile bombaları salıverin. Birazdan radyodan "Çok güzel vurdun abi" gibi sözler duyunca mutlu olacaksınız. Füze kullanırken ise makinalı tüfeğinizin hedefi füzeler için de kullanılıyor. L1 tuşu ile füze atarken, mümkün olduğunca 30-45 derecelik bir açı ile hedeflere alçalırsanız, tekrar burnunuzu yükseltip düşmanlara çok yaklaşmadan kaçmanız mümkün olur. Suya torpido bırakıp kurvazörleri yokettiğiniz bölümler her ne kadar çok zevkli olsa da en tehlikeli görevler diyebiliriz. İyice alçaktan uçup kurvazöre denize paralel yaklaşmanız gerekiyor. Ekranda çıkacak olan göstergedeki iki küçük okun yeşil olup göstergenin köşelerine yaklaştığını görünce L1 tuşu ile torpidoları salabilirsiniz. Bu bölümlerde mümkün olduğunca dışta duran yalnız kurvazörlerle başlayıp içe doğru gitmenizi tavsiye ederim. Yoksa alçaktan uçtuğunuz için sizi kevgire çevirmekte dakika kaybetmeyeceklerdir. Oyunda en çok karşınıza çıkacak olan hava hedefleri ile dogfight sahneleri ise bazen çok kolay bazense zorlayıcı. Bu tarz hedeflerde sizin kontrol yetenekleriniz ön plana çıkıyor. Ama küçük bir tavsiye vermek gerekirse, manevra ve dönüşler sırasında sol analog'u geri çekip daha keskin dönüşler yapabilir ve düşmanınızın arkasına daha rahat geçebilirsiniz. Tabii ki uçağınızda füzeniz varsa bunları hava savaşında da kullanabilirsiniz ama ısı kontrollü güdümlü füzeler olmadığı için sadece düz gidiyorlar ve yakındaki düşmanlarınız için işe yarıyorlar sadece. Dediğim gibi dogfight'larda başarının anahtarı sıkı kontrol.