Vampirler, bildiğiniz gibi senelerdir filmlere ve oyunlara konu olmuştur. Özellikle de Blade filminde, yarı insan yarı vampir birisinin, vampirlere karşı savaşı konu alınıyordu. Nedense, bu insan-vampir birleşiminden, iki türün de iyi yanları birleşmişti. Zaten hiç kötü yanlarının birleştiği olmaz. Nedense. Blood Rayne'de de, aynı şekilde insan-vampir karışımı bir hatunu kontrol ediyoruz. Alınacak bir öc, kızgınlık ve kan oyunda en çok göreceğiniz öğeler.
Oyun konsollarda uzun zaman önce çıkmıştı aslında ama PC versiyonu için biraz daha beklemek zorunda kaldık. Sebep ise basit, PC versiyonunun daha kaliteli olması ve ekstra özelliklere sahip olması. Oyun boyunca ben böyle birşey görmedim ama yine de konsol versiyonundan daha kaliteli olduğu ve iyi gözüktüğü belli. Ama oyunun iyi bir oyun olduğunu söylemiyorum asla.
İlk aldığım zaman bir heves hemen kurdum oyunu, demosu oldukça hoşuma gitmişti ama kısaydı. Oyuna başladığım zaman, mezarlıklar ve adacıklardan oluşan biryerde buldum kendimi. Intro çok gaza getiriyordu. Video görüntü idi ve sağlam bir vampir kapışmasını gösteriyordu. İlk videonun ardından tüm ara demolar, oyun içi grafik motoru ile yapılmış. Bu nedenle ilkinin kalitesini yakalamaktan uzak.
Oyun bir aksiyon oyunu ve çok fazla hızlı. Olması gerekenden de hızlı olması, beni oldukça fazla rahatsız etti. Çünkü koşarken, etrafa bakarken ve kavga ederken neyin ne olduğunu hiç anlayamıyorsunuz. Herşey bir anda olup bitiyor. Estetik bitiriş hareketleri, kan emme hareketleri falan hiç gerçekçi olmamış. Zaten böyle birşeyin gerçek olmadığı belli ama oyundaki hız, karakter hareketlerindeki estetiği alıp götürmüş. Düşmana vururken hiç etkilenmiyor, koskocaman bir tekme sonucu hiç geri gitmiyor düşman. Sadece kan falan çıkıyor işte. Ateş ederken de öyle, sadece kan görüyorsunuz. Aksiyon oyunlarında olmaması gereken birşey bu. Hele bu kadar reklamı olan ve uzun zamandır hazırlanan bir oyun için hiç iyi değil. Splinter Cell'deki karakterlerin estetikliğini aklınıza getirin, ardından ters çevirin. İşte bu oyundaki estetik o kadar.
Oyunda vampir konsepti çok çürütülmüş durumda. Bölümler arasında elektrik direklerinin tellerinden yürüyorsunuz ilk başlarda. Zaten ilk bölüm, asıl konudan seneler önce geçiyor. yaratıkların peşinden giderek analarını öldürüyorsunuz ve herşey bitiyor. Oyunun devamıyla bunlar bağlantılı mı söyleyemem, oyunun heyecanını kaçırmak istemem. Bu adacıklı bölümün ardından oyun, birbirinden ilginç mekanlarda, Nazi diyarlarında ve çeşitli yaratıklarla savaşarak geçiyor.
Yaratık çeşitliliği oldukça iyi. Ama korkutucu değiller. Tasarımları hoş, uğraşıldığı belli. Ama yine de çok dolambaçlı şekillere sahip yaratıklar var ve bazen saçma da gelebiliyor. Ben askerlerle kapışıldığı zaman oldukça iyi zaman geçirdim. Ama yaratıklar işin içine girdiği zaman, oyunun tadı kaçabiliyor.
Oyunda gizlilik öğesi de sıfıra yakın. Normalde düşmanın arkasından yaklaşıp boynundan kavrama gibi hareketler olsaydı süper olurdu. Bunun yerine "clop" diye düşman üzerine atlayıp boynundan kanını emme gibi bir opsiyonumuz var. Uzaktaki karakterler için ise zıpkınla ateş ederek kendimize çekebiliyoruz. Ardından iki tokat atıp sersemletiyoruz ve emiyoruz kanını. Bu sahneler fazla çeşitli değiller, bir süre sonra sıkıntı verebiliyor. Dövüş komboları da aynı şekilde. Oyunda ilerledikçe değişik bitiriş comboları kazanıyorsunuz. Bunlar ağır çekimde gösteriliyor. Normal hareketler berbat görünürken bunlar oldukça iyiler. Zaten ağır çekim, normalde olması gereken hıza çok yakın.
Paylaş