Zeus ve Pharaoh oyunlarını hatırlayanlar bilirler, şehir kurma oyunları arasında başarılı olan oyunlardandı. Tarzlarıyla diğerlerinin içinden sıyrılmaları, onların çok sayıda satmalarına sebep oldu. Yunan ve Mısır tanrıları ilgi çekiciydi. Biz de bu tanrılardan yardımlar alarak, şehrimizi kurduk, oyunumuzu bitirdik (mi?).

Şimdi uzak doğuya taşınıyoruz. Toparlanın bakalım. Emperor: Rise of the Little Kingdom ile uzak doğu taraflarına gidiyoruz. Şehrimizi bu sefer de burada kuracağız. Mekan uzak doğu olunca, tanrılar ve tarım gibi olaylar da kökten değişecekler. İnsanların yaşam biçimleri de bunlara göre değişecek tabi. Ama düşündüğünüz gibi, bu büyük değişiklikler, oyunun diğerlerinden değişik olmasını sağlayamamışlar.

Oyuna kötü dediğimi sanmayın. Oyun oldukça güzel ve kaliteli bir oyun. RST'lerden hoşlananlar, özellikle de micromanagement ve diğer detaylı şehir tasarlamadan hoşlananlar, bu oyunda gözleri kapalı atlayabilirler. Impressions Games bu konuda kendini kanıtlamış bir firma, bu nedenle bu oyunun kalitesinde, onlara güvenmemiz lazım.

Oyun artık kabak tadı vermiş Mısır ve Yunan diyarlarından oldukça uzakta kendine yer bulmuş. Çin bu tarz bir oyun için harika bir mekan. Tarihi bile koskoca bir oyuna konu olabilir. Spiritüel olayları, renkli tanrıları, garip gelenekleri ile, oyuna gerçekten çok şey katabilecek bir yer. Aslına bakarsanız, oyun oynanış olarak da değişikliğe uğramış. Mantık olarak Avrupa taraflarında işleyen şeyler, burada sökmüyor. Yani burada soyluluk ve onur, fazla önem taşımıyor. Ticaret ve diğer ülkelerle uğraşmak, alışverişler yapmak daha bir önem kazanmış. Oyunda diğer ülkelere hediyeler yollayarak, onlarla yapacağımız işleri bir nebze olsun kolaylaştırabiliyoruz.

Oyunda Çin'in tarihini ele aldığımızı biliyorsunuz. Olay 2100 BCE'den 1215 BCE'ye kadar devam ediyor. BCE'nin buradaki anlamı, "Before Common Era". Oyun Cengiz Han'ın kuzey Çin'i dümdüz etmesiyle bitiyor. Bu arada bize verilen görevler oldukça detaylı görevler. Bunların arasında şehirler kurma, ordular hazırlama, tapınaklar inşa etme gibi görevler var. Çin seddi falan gibi şeyleri inşa etme görevleri ise neredeyse sonsuza kadar sürüyor.

Oyun savaşmaya pek yoğunlaşmamış. Tüm olay şehir kurma ve bunu yönetme üzerine kurulu. Çoğu bölüme boş bir haritada başlıyorsunuz ve şehrinizi sıfırdan kurmanız gerekiyor. Bazı bölümlerde ise önceden kurduğunuz şehirlerden devam etme gibi bir seçeneğiniz oluyor. Halkınıza verdiğiniz görevlerle, yine kaynak üretimi gibi işleri yapabiliyorsunuz. Bina inşa etmek ve buna benzer işleri de aynı şekilde yapabiliyorsunuz.

Bilirsiniz, bu gibi oyunlarda evlerinizi sanayi bölgelerinin yakınına yaparsanız halkınız bundan rahatsız oluyordu. Ayaklanma çıkartıyorlardı veya o evlerde kalmıyorlardı. Ama bu oyunda bu konuya iyi bir yenilik getirilmiş. Sanayi bölgesi, bataklıklar veya zehirli mekanlar ile evler arasına duvar örebiliyorsunuz. Böylece halkınızın zehirlenip gebermesini önlemiş oluyorsunuz. Bu duvarları şehrin etrafına da örebiliyorsunuz. Bir çeşit koruma sağlamış olabiliyorsunuz. Duvarlar yolların üzerine denk gelirse, otomatik olarak oraya kapı yerleştiriliyor. Bu kapılardan kimlerin geçebileceğini ayarlayabiliyorsunuz. İstedikleriniz geçebiliyor, istedikleriniz geçemiyor. Bu da güzel bir özellik tabi.