12,5 Yıl Öncesiydi...
Bundan yıllar önce Microprose, Grand Prix adlı bir oyun çıkarmıştı. Oyunu görenler küçük dillerini yutmakla kalmayıp oyunu oynarken sindirdiklerinin bile farkına varamıyorlardı. Oyun o zamanlarda çok tuttu, çok sattı, çok konuşuldu. Tabii oyun çok tutunca yapımcılar yenisini yani GP2'yi çıkardılar ama çoğu kişi gibi benim de bu oyuna kanım ısınamamıştı. Aradan yıllar geçti ve Microprose'un aklına birşey geldi: biz neden bu oyunun yenisini çıkarmıyoruz?

F1 Heyecanı...
Dünyada milyonlarca izleyicisi olan F1'in oyunları yapılmasa olmazdı. Yapımcılar her çok tutan olayın üstüne atladıkları gibi F1'in de üstüne balıklama atladılar. Bu konuyla ilgili bir sürü oyun yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Sonunculardan biri de GrandPrix 3. GP3'de her şey gerçeğine uygun yapılmış. Pilotlar (pilotların arabaları kullananlar olduklarını biliyorsunuz değil mi?), markalar, pistler, hava durumu, sesler... GP3'de kullanılan fizik motoru gerçek hayattaki ile neredeyse aynı. Taklalar, spinler, kazalar, arabaların hasar modellemeleri, o canavar arabaları kullanmanın zorluğu... Bu oyunda tv'de izlediğiniz yarışlardaki her şeyi görebilme imkanına sahipsiniz. Tabii tüm bu gerçekçilikler oyunun zorlaşmasına neden olmuş. Yani arabaları kullanırken pilotların ne kadar zorlandıklarını daha iyi anlayabilirsiniz. Ama oyunda her F1 oyununda olduğu gibi yardımcılarınız mevcut. Eğer zorlanırsanız bunları "on" haline getirebilirsiniz. Tüm yardımları açık hale getiriseniz oyunun pek bir zevkinin kalmadığını da hemen söylemek gerekiyor. Çünkü siz sadece gaz, fren (kısmi olarak), sağa-sola dönüş gibi işleri yapıyorsunuz ve arabayı neredeyse bilgisayar kontrol ediyor. Bu yardımları oyunda uzmanlaştıkça "off" haline getirmeye ve oyundan zevk almaya başlıyorsunuz.

Havanın Durumu Islak Mı? Kuru Mu?...
Oyunda hava durumu çok etkili ve gerçekçi bir şekilde kullanılmış. Yağmurda 1,5 milyon dolarlık arabalarla dolaşma hayalleri olanlar oyunda bunu gerçekleştirebilirler. Yağmurlu havalarda oyun biraz daha zorlaşıyor ve pit ile ilişkilerinizi biraz daha güçlendirmeniz gerekiyor. Mesela kuru hava lastikleriyle yarışa başladınız. Haydaaa! Pitten mesaj geliyor: "Eğer yağmur lastiklerini takmazsak kayabilirsin, bir sonraki turda pite bir uğra". Yağmurlu havaların bir azizliği de tv'de izleyenler bilir spin atmaktır. Bu çok berbat bir şey olduğu gibi sonucu da kötü etkiler. Mesela 300 kilometre hızla gidiyorsunuz ve spin attınız. Şans yardımıyla pist dışına çıkarsanız iyi, iyi diyorum çünkü pistin ortasında kalırsanız başınıza geleceklere hazır olun. Arkadan gelenler size çarptığı zaman ortalık araba hurdalığına dönüyor. Havada uçan lastikler, yerlerdeki kanatlar, araba parçaları, biribirine girenler ve havada uçan diğer arabalar ortalığı bir hayli renklendiriyor. Düşünsenize tüm bunlar sizin spin atmanızdan sonra oldu!