Adventure oyunları ardı arkası kesilmeden geliyorlar diyordum. Yolda ufak bir karışıklık olmuş olmalı ki, adventure tarzı, RPG ile birazcık karışıvermiş. Kötü olmamış ama bu saf adventure tarzına biraz aykırı bir durum teşkil ediyor. Olsun, biz oyuncular, başarılı olması koşulu ile tüm yeniliklere açığızdır. Kusura bakmayın, sizin adınıza da konuşuyorum :)

Grom, ilginç isimli ve tarzlı bir adventure oyunu. Aksiyon/macera/rol yapma desek daha mantıklı olacak sanırım. Çünkü oyunda bu bahsettiğim şeyleri gerekli dozlarda bulacaksınız. Gerekirse askerler arasına dalıp zorla istediğinizi yapacaksınız, gerektiğinde de gelişmiş yeteneklerinizle, çaktırmadan olay yerinden sıvışacaksınız. Etraftan çeşitli nesneler toplayıp bir yerlerde kullanacaksınız.. Bu böyle geçip gidecek.

Konu ise şöyle... Naziler Tibet'e gözlerini dikmiş durumdalar. Bunun sebebi oradaki bir kayıp şehir. Kral Arjuna'nın kayıp şehri aranmakta orada. Çünkü efsaneye göre, kral oraya 12 tane süper güçlü silah saklamış. Bu silahların sadece bir tanesi, en büyük şehri bile bir anda yerle bir edecek güçteymiş. E şimdi bunun olmasına izin mi verelim? Hayır. Albay Grom rolünü alıp hemen işe koyuluyoruz. Nazileri engellemek bizim işimiz. Hadi asker, dünyanın kaderi senin ellerinde. Iyy, cıyk! Hikaye bununla kalmayıp dallanıp budaklanacak, siz de de çözülmesi gereken türlü bulmacalar sunacak. Yanınıza yeni dostlar katılacak, bir de onlarla uğraşmak zorunda kalacaksınız.

Oyunda en çok yapmanız gereken şey, karakterlerinizi seçip bir başka yere tıklayarak onları hareket ettirmek :) Daha farklı olarak inventory'lerini ayarlamak da söylenebilir. Aynen bir adventure gibi. Size yardımcı olan bir haritanız var. Bunun sayesinde istediğiniz yere gidebiliyorsunuz. Dükkanlardan alışveriş yapabiliyorsunuz, yolda gördüklerinizden bilgi alabiliyorsunuz. Karşılaştığınız zaman tek üzüleceğiniz karakter, Nazi askerleri olacak. En çok da bunlarla karşılaşmak zorunda kalacaksınız.

Maceralarınızda ilerledikçe sağdan soldan çeşitli nesneler toplayacaksınız. Bunlar genelde silahlar olacak. Bunların yanında yiyecek, içecek, sağlık çantaları, değerli eşyalar da olacak. Bunları ister kendiniz kullanabilirsiniz isterseniz de dükkanlarda satabilirsiniz. Keyfiniz bilir. Para kazanmak için işinize yaramayan şeyleri satmanızda yarar var. Bir de, oyun esnasında mini oyunlarınız da olacak. Mesela Amerikan askerlerinin meşhur oyunu bilek güreşi. Siz de buna katılarak para kazanabiliyorsunuz. Oyunda daha farklı mini oyunlar da var. Bana daha rastlamadı ama :)

Oyunun kontrolleri oldukça basit. Zaten mouse dışında bir şeye de ihtiyacımız olmuyor oyunu oynarken. Karakterimizin her hareketini mouse ile yapıyoruz. Gerekli ikonlar da ekranın çeşitli kısımlarına serpiştirilmiş durumda. Zorluk çekeceğinizi sanmıyorum. Alışmak için de zaman harcayacağınızı sanmıyorum. Kontroller çocuk oyuncağı, "piece of cake" hesabı yani. Savaşmak için direk düşmana dalmak yeterli. Bir silah seçip olaya hemen girebiliyorsunuz. Savaşlar gerçek zamanlı oluyor tabi. Ama her zaman savaşmak akıllıca olmuyor. Bazen görünmeden sıvışmak zorunda da kalıyorsunuz.

Oyunun grafiklerine bakacak olursak, yine pek istemediğim birşey olmuş. Bir kere yer şekilleri adventure oyunlarında rastlanmayacak kadar detaylı. Etrafta gördüğünüz kutular, evler, kuleler, ağaçlar falan da oldukça detaylı ve hatasız çizilmişler. Ama karakterlere bakacak olursak, muhteşem bir tabloya sonradan oturtulmuş çocuk çizimleri gibi durmaktalar. Bu da grafiklerdeki o kaliteyi biraz düşürmüş. Yapıştırma gibi durmaktan çok, hareket ettiklerinde de çok göze batıyorlar. Karakterler dışında grafiklerde bir problem yok. Adventure oyunu olduğundan da, karakterlerdeki bu grafik yamukluğu da bir süre sonra kendisini unutturuyor.

Seslendirmeler de sönük kalmışlar gibi. Karakter seslendirmeleri ve müzikler aslında oyuna yakışır nitelikteler ama diğer öğelerin önüne geçemiyorlar. Dinamik değiller. Kendi hallerinde gerektiği gibi çalıyorlar. Müzikler genelde sakin gibi. Bazı bölümlerde ise coşmaktan kendilerini alamıyorlar.

Oyunun oynanması için öyle süper bir sisteme ihtiyaç yok neyse ki. Her adventure oyununda olduğu gibi bu oyun da oldukça mütevazi. 500Mhz işlemci ve 128mb RAM bir de 32Mb ekran kartınız olsun yeterli. Gerisi sizin dil bilginize kalıyor artık. Oyunu rahatça oynamak için ortalamanın biraz üzerinde İngilizce bilmek gerekli. Çünkü size verilen görevleri ve oyunun konusunu anlamak için bu şart. Ezbere ilerlemek pek mümkün olmuyor.

Adventure severler için değişik bir tad, ama şans verilmemesi için bir sebep yok. Grafiklerindeki hataları saymazsak, cici görünen bir oyun. Bence alıp bir deneyin derim. Eğlenceli olabilir. Zaten fazla uzun zaman almıyor, 8 saat civarında bitirebiliyorsunuz oyunu. Son olarak, oyun 2 CD :)