Evime geliyorum. Kapımın kilidini açtım. Anahtarı çevirirken inceleyeceğim yeni bir yapıtın altından nasıl kalkacağımı düşünüyordum. Odama girdim. Camı kapalı tuttuğumdan bilgisayarımın kasasının yol açtığı sıcaklık yüzüme vurdu. 6 adet fan, güçlü bir pc ve kapalı bir oda. Her zamanki sakinlikle anahtarımı karışık duran masama fırlattım. Bir sürü fatura, belge, dergi, bilimum pil, kalem ve disk çeşidiyle göz göze geldim ve diğer masamın, bilgisayarımın üzerinde duran PC'me baktım. Herşey normal görünüyordu. Modem ışıkları flip flopluyor, hdd ışığı çılgın gibi yanıyordu. Hala devam eden indirmelerin işareti. İnceleyeceğim oyun GTR2 idi. Dolayısıyla gözüm hemen yatağımın kenarındaki Sidewinder ForceFeedback Wheel'e gitti. Onunla öyle çok kapışmalar yapmıştım ki. Sahneler gözümün önünde çok hızlı bir slide show şeklinde aktı. Kafa kafaya girilen finish düzlükleri, son turda atılan spinler, yan masada kendi direksonunu sallayan arkadaşa ettiğim laflar, online yarışlar. Artık zamanı gelmişti. Yeni bir oyun, yeni bir öğrenim süreci, yeni heyecan ve yeni tat.

Oyunu yükledim, gayet hızlı bir şekilde ve hışımla. Bu arada kahvenin suyu da kaynıyordu hani. Hemen masamın üstündekileri bir kol savurmasıyla diğer masaya sürükledim
(ya da fırlattım). Direksiyonu masaya monte ettim. Uzun bir yolculuktan sonra eve gelmiştim, direksiyonu daha da uzun bir süredir kullanmamıştım. Tozluydu. Tozunu elimle sıyırdım ve bir kaç hareketle elimide temizledim. Oyunu açtım. Oyunun grafik motoruyla yapılmış, yarış görüntülerinden oluşan bir dizi video beni karşıladı. Biraz izledikten sonra sıkıldım ve geçtim. Ne de olsa zaten oyunu oynamayacak mıydım?

Menü gayet anlaşılır ve sade. Oyunun kapsadığı tüm modları görebiliyoruz. Sürücü okulu, alıştırma, şampiyona, haftasonu yarışı (yarışını yap ve git modu yani), 24 saat yarışları ve multiplayer seçeneği. Menünün alt kısmında direk özellikler sekmesi dağıtılmış bir şekilde kontroller, grafikler, oynanış sekmelerine gidebiliyoruz. Bir çok oyuncu arkadaşım belki menülerin çatafatlı olmamasından yakınabilir. Fakat simulasyon oyunlarında bir sürü seçenek olduğundan çok daha sıradan ve gözü yormayan, hızlı bir arabirim gerektiğinden ben gayet taktir ettim. Birşey hariç, oynanış ve video seçenekleri fazlaca karışık. Gruplandırma azıcık özensizce yapılmış. Ama yinede istediğinizi istediğiniz yerde bulmanız olası.

Haftasonu yarışları bilindik şeyleri içeriyor. Alıştırma, sıralama ve sonra yarış. Bunların tümünün saatini ve zamanını ayarlayabiliyoruz. İstersek alıştırma veya sıralama turlarına girmeden direk yarışa başlayabiliyoruz. Yarışa başlamadan önce ayarlarda, 1 ısınma turu atıp gidiş halinde yarışa başlamak veya direk durarak start almak arasında seçim bile yapabiliyoruz. Artık diğer detayları siz düşünün. 24 saat yarış bölümünde ise yine benzer bir arabirim var. 24 saat yarışın zamanını istediğimiz gibi ayarlayabiliyoruz. İsterseniz 24 dakika, isterseniz bir kaç saat, ve en zorlusu; 24 saat. Yanınızda yiyecek içecek birşeyler bulundurmanızı tavsiye ederim, eğer böyle bir delilik yaparsanız :).

Şampiyona seçeneğinde FIA'in yasal 2003 ve 2004teki tüm arabalarını kullanabiliyoruz. (Tüm yarış seçenekleri dahil) İsterseniz tüm yarış gruplarından, isterseniz bir araba markasından, isterseniz klansmana göre araba seçebilir, yarışınıza araba katabilirsiniz. Yarış seçerken yukarıdan istediğimiz pisti ve istediğimiz arabaları seçebiliyoruz. Oyunda bir çok GT sınıfından araba bulunmakta. Porsche'den Ferrari'ye, TVR'dan efsanevi Lister'a kadar bir çok model bulunmakta. Arabamızı seçerken hem showroom'da görünüşüne göz atabiliyor, hemde teknik özelliklerine göz atabiliyoruz. Her arabanın gayet detaylı bir sayfasını görmek mümkün.

Oyunun içerdiği pistler hem çok sayıda hemde çok güzel tasarlanmış. Gayet detaylı. Daha doğrusu, olması gerektiği gibi. Fazla söze gerek yok. Grafik konusunda çok çok iddialı olmadığı için benden gayet güzel bir not aldı. Parlamalar yerli yerinde, araba ve pist tasarımları gerçekten güzel. Çoğu oyunda mükemmel tasarlanan arabalar aslında kusurludur. Bu konuda GTR2 bir adım önde diyebiliriz. Showroomda dikkatle bakarsanız eğer arabaların kaportalarında, belli yerlerde ufak pislikler görebilmek mümkün. Beni benden alan şeylerden biride bu oldu. Ne öyle cilalanmış parlatılmış, el bebek gül bebek kullanılmış arabalar!

Hazır grafiklere değinmişken oyunun görselliğinden bahsedelim. Oyun oynarken, özellikle arabanın içinden oynuyorsak (GTR'a göre daha detaylandırılmış kokpitlerle tabi) kendimizi arabanın içinde hissetmemiz çok mümkün. Arabaların kokpitlerine bağlı olarak araba hakkında çoğu bilgiyi görmemiz ve o anda arabamızı ayarlamamız mümkün. Mesela kadranımızdan (Ferrari 360 Modena için) fren disklerinin ısısını görebiliyoruz. Onları hep sıcak tutmamız ve kavrayışı arttırmamız gerektiğinden en az 100 150 derecenin üzerinde olmalılar. Kokpitteyken G kuvveti de bize çok detaylı yansıtılmış. Sağa sola ve ileri geri savrulmalar, kuma girildiğinde arabanın hareketine göre yukarı aşağı kafa oynamaları gayet yerinde. Özellikle geri beslemeli bir direksiyonunuz varsa, bu savrulmalar tamamen eş zamanlı olarak direksiyona yansıtılıyor ve sizi arabanın içine en çok taşıyan özellikte bu. Kontrollere ve beni benden alan güç geri beseleme tasarımına daha sonra değineceğim. Bahsetmek gerekirse, araçların içerdiği poligon sayıları oldukça fazla. Gayet güzel modellenmiş. Oyundaki özel efektlerde gayet hoş ve yeterli. Güneşin gözümüzü alması, gece olması, gölgeler, hepsi gayet güzel ve bir yarış oyunu için yeterli.