http://www.trgamer.com/img/112002/na...2003/title.jpg
Bir Hollywood yıldızı gibi giyinip konuşan Rick, korkutucu bir kişiliğe sahip değil, ama yine de insanların içine kuşku düşüren şeyi tekrar tekrar söylüyor. Hayali bir direksiyon simidini tutmuş, yanlıyormuş gibi hareketler yapıyor. "Kontrolünü kaybeden herkes 'Tamam biraz yanlayıp toparlayacağım' diyor. Ama toparlayayım derken direksiyon bir anda boşalıverir ve ne yapacağınızı şaşırırsınız. Dale Earnhardt'a da aynı şey oldu, bir ara koptu ve toparladı, ama otomobil Dale'i duvara sürükledi. Bu yüzden bu otomobillere saygı duymalısınız. Onlar sizi incitmez, hayatınızı ellerinizin arasından alıverir". Asistanı aynı anda "Söylediklerini dikkatle dinleyin. Yanlış bir şey söyleyip söylemesi umurumda değil. Eğer koltuğa ters oturun diyorsa, ters oturacaksınız. Bunu sadece sizin güvenliğiniz için söylüyordur" diyor. Ve bu sözcükler dikkatimizi çekmeye yetiyor.
Saatte 220 mil (350km) gibi korkunç hızlara ulaşan ve hata affetmeyen araçlarla oval biçimdeki pistlerde onlarca tur atmak gerçekten cesaret istiyor. Tabi bu büyük heyecanı sürücülerle birlikte on binlerce izleyici de paylaşıyor. NASCAR (National American Stock Car Racing) bu yüzden yoğun ilgi görüyor. Öyle ki, 2001'de şubat ayında yapılan Daytona 500'ün son turunda, Nascar'ın duayeni Dale Earnhardt hayata veda ettiğinde, Amerikan basını bir anda küresel ısınma ya da savaşlarla ilgili her şeyi unutup yas tutmaya başlamıştı. Gerisini siz düşünün...
Amerikan eğlence kültüründe önemli bir yere sahip olan Nascar yarışları daha çok yerel bazda ilgi görse de, bu yarışların diğer ülkelerde de belirli bir izleyici hatta fan kitlesi var. Daha önce Avustralya'da da benzeri denenmiş olan yarışların küresel bir izleyici kitlesine sahip olduğunun en açık göstergesi ise 2001'de Britanya adasında düzenlenmeye kalkışılan benzer yarışlardı. Böylece 40 yıllık NASCAR adı Avrupai bir biçimde ASCAR ya da uzun adıyla Anglo-American Stock Car Racing oldu. Her ne kadar 600 bg'lik Nascar araçları İngiltere'nin nemli ve değişken havasına ayak uydurmasa da, yarışlardaki elde edilen seyirci kitlesi Avrupa'da ilk kez boy gösteren bu yarışların epey ilgi göreceğinin habercisiydi. Sürücülerde ise tedirginlik hakimdi. Çünkü eylül ayında tepelerinde patlamayı bekleyen elektrik trafolarını anımsatan kara bulutlar vardı ve 600 beygirlik bu canavarların hiç şakası yoktu.
Neyse asıl konumuzdan çok fazla çıkmasak iyi olacak galiba. EA yeni oyunu Nascar Thunder 2003'le oyunu seri haline getireceğini açığa vuruyor. E3'teki tanıtımının ardından oyunun geçen sene çıkarılan versiyondan tamamen farklı olarak geliştirildiğini görüyoruz. Grafiksel özelliklerinden bahsetmek gerekirse; Oyun tamamen yeni bir grafik motoruna sahip. Grafiksel açıdan detay seviyesi bu yeni altyapı sayesinde epey ilerleyen oyun özellikle PC kullanıcılarına gerçek Nascar havasını yaşatıyor. Araç dinamikleri ve tepkileri gerçeğini aratmayacak kadar iyi. Özellikle kaza ve hasar grafikleri gerçekten görmeye değer. Araç grafikleri üzerinde bu kadar çalışılmışken pist grafikleri ancak vasatın biraz üzerine çıkabiliyor. Pistlerde özellikle seyirci animasyonları çok düşük çözünürlükte kaplanmış. Bunu dışında pistlerde pek bir sorun yok aslında. Doğrusunu söylemek gerekirse aynı anda 22 aracı tüm detaylarıyla görebilirken ve üzerine bir de çok yüksek çözünürlükte pist grafiklerin eklendiğini düşünürsek bu ağır yükü günümüzün her bilgisayar sisteminin kaldıramayacağı açık. Yine de ortalama bir sistemle özellikle yüksek çözünürlükte ve tam detay seviyesinde gerçeğe yakın görüntü alabiliyorsunuz. Bunun dışında pit animasyonları üzerinde de epey çalışıldığını görüyoruz.