RTS sizin için ne demektir? Genel olarak kaynak toplamak, ordu oluşturmak ve minimapleri ve diplomasi ekranlarını da barındıran savaşlar yapmaktır değil mi? İşte akıllardaki genel RTS anlayışı budur. Fakat zaman değişiyor ve Perimeter gibi oyunlar ticari olarak değerlerini kanıtladıkça RTS'lerin çok az değişmiş formüllerinde daha ciddi değişikliklerin geleceğini haber veriyor.

Aslında Perimeter de kitabı baştan yazmıyor fakat sıradan oyunlardan farklı bir oyun tecrübesini yaşatacak kadar da ileriye gidiyor. Teknik olarak tüm standart "RTS İmaj" içeriğini barındırıyor ama bunları öyle farklı bir şekilde yerleştiriyor ki, çekirdek oynanış bambaşka bir hal alıyor. Tam olarak başarılı olduğu söylenemese de denenmiş ve kullanılmış formüllerden daha iyi bir stil yaratıyor.

Hikayesi insan ırkının diğer gezegenlerde kolonileşme çabalarının ardından kendi ana gezegenlerinin yok olmasıyla başlıyor. İşler kötü niyetli, insanları yok etmeyi amaçlayan uzaylı yaratıklar yüzünden daha da zorlaşıyor. Bunlar da yetmezmiş gibi iç karışıklar içinde sallanan insan ırkının varlığı çok ciddi bir sınavla karşı karşıya.

Perimeter, tek geçerli kaynak olan enerjiyi üreten güç çekirdeklerini birbirine bağlayan bir ağdan meydana geliyor. Enerji, üretilen her bina ve ünite için geçerli değeri biçiyor. Fakat güç çekirdeklerinin tek görevi enerji üretmek değil, aynı zamanda üssünüzü korumak kullanabileceğiniz ele geçirilmesi imkansız güç kalkanlarını da oluşturuyorlar. Kalkanlar açıldığında Star Wars: The Phantom Menace'deki Naboo savaşçılarını koruyan kalkan gibi bir güç kalkanı tüm binalarınızı ve yakın çevresini yüksek ve saf enerji ile kaplıyor. Zaten oyun da adını bu kalkanlardan alıyor...

İşte bu güç çekirdeklerinin oyunda iki kullanım amacı var. Biri bahsettiğim kalkanlar, diğeri ise üretim. Üssünüzü üretim fabrikaları ve araştırma binaları ile dolduruyor ve daha çok enerji harcayarak daha büyük ve iyi üniteler üretebiliyorsunuz.

Perimeter'deki diğer başlıca farklılık ise ünite üretim sistemindeki devrim. Oyunda toplam üç tip ünite üretebiliyorsunuz: Askerler, Subaylar ve Teknisyenler. Bu başlıca üniteler "nanobaşkalaşım"ın güzelliğiyle değişime uğruyorlar. Değişmeyen üniteler üretmek ve hangisinin üretiminin daha iyi olacağını düşünmek yerine, ordularınız kendi kendilerine birkaç saniye içinde tamamen yeniden düzenlenebiliyor.

Mesela hafif Ceptor filonuz var, fakat bir düşman üssüne saldırı başlatıyorsunuz. Ünitelerinizi yok olacakları halde göndermenize gerek yok. Tek bir düğme ile onları üsleri yok etmek daha kullanışlı olan ağır bombardıman ünitelerine "nanobaşkalaşım" yapabiliyorsunuz. Fakat daha sonra düşmanın perimeter'lerinin çok iyi korunduğunu görüyorsunuz. Merak etmeyin, bu sefer de ünitelerinizi yeraltı kazıcılarına çevirip düşman üssüne gizli bir saldırı yapıyorsunuz. Daha sonra isteğinize ve kalan ünite miktarınıza göre versin elini daha ağır üniteler.. Bu "nanobaşkalaşım" oyuna bence inanılmaz bir taktik derinlik sağlıyor.