Diablo ne oyundu ama? Çıktığı zamandan beri hiçbir zaman popülaritesini kaybetmedi, hatta şu zamanlarda bile oldukça oynanıyor. Şu ana kadar çıkan hiçbir benzer oyun onun yanına bile yaklaşamadı. Kimisi onun gibi olmaya çalıştı, kimisi de birkaç farklılık ekleyip herşeyi daha da kötü yaptı (herkes Blizzard'dan Diablo 3'ün gelmesini bekliyor ama herhangi bir açıklama henüz yok, daha çok bekleyeceğiz gibi gözüküyor). Ta ki 2006'nın sıcak bir Temmuz gününde Titan Quest piyasaya çıkana kadar... Kim ne derse desin bana göre şu ana kadar Diablo'nun başarısına bu kadar yaklaşabilen bir aksiyon-RPG oyunu daha çıkmadı. Her ne kadar Diablo'ya oldukça benzeyen bir oyun olsa da, güzel grafikleri ve atmosferi ile Titan Quest oldukça tutuldu ve oynandı. Tabii bunda oyunun yapım ekibinin başında Age of Empires'ın yapımcılarından Brian Sullivan'ın bulunmasının da etkisinin oldukça büyük olduğu su götürmez bir gerçek. Oyunun başarılı yönleri olduğu kadar eksik yanları da vardı. Titan Quest'in eksileri detaylı bir karakter yaratma imkanına sahip olmaması, rastgele harita yaratma ve rastgele eşya düşme sisteminin olmamasıydı (hikaye olarak da pek iyi değildi ama bu tür oyunlarda hikayeye pek bakılacağını zannetmiyorum, gerçi Diablo'nun hikayesi de çok güzeldi). Titan Quest Yunan Mitolojisi'ni konu alıyordu ve bizi Yunanistan, Mısır ve Çin gibi ülkelere götürüyordu. Tüm mekanların ayrı bir havası vardı ve oyun kendini oynatmasını iyi biliyordu. Oyunu bitirip bilgisayarlarımızdan sildiğimizde ise oyunun yapımcısı Iron Lore oyun için bir genişleme paketi hazırladığını duyurdu. Eğer hazırsanız ölüler diyarına olan yolculuğumuza başlayabiliriz. Underworld'e hoşgeldiniz...

Your Gods Will Not Save You!

Titan Quest'i çıktığı zaman oldukça eğlenerek oynamıştım ve başından kalkmadan bitirmiştim. (40 saat boyunca uyumamıştım ve yemek yememiştim, gerisini siz düşünün) Oyuna yeni bir genişleme paketi geleceğini duyduğumda ise ne kadar sevindiğimi inanın anlatamam. Genişleme paketini de aldığımda hemen başına oturup soluksuz bir şekilde bitirdim. Oyun hakkındaki izlenimlerim oldukça olumlu yöndeydi. Yapımcı firma yine oldukça güzel eklentilerle ve eski oyunun eksikliklerini gidererek her zaman olduğu gibi iyi bir oyuna imza atmış. İsterseniz hemen oyunu açıklamaya başlayayım. Oyunun hikayesini anlatmadan önce ilk oyunu oynamamış veya bitirmemiş olanlar bir alttaki paragrafa geçebilirler zira bu kısımda oyunun sonunu öğrenebilirler. Immortal Throne, Titan Quest'in son yaratığı Typhon'u Olympus dağında öldürmemiz ile başlıyor. Typhon'u öldürünce yeni bir boyut kapısı açılıyor ve kendimizi Rodos şehrinde buluyoruz. (Immortal Throne orjinal oyuna 4. senaryoyu ekliyor) Biraz dolaşıp insanlarla konuştuktan sonra anlıyoruz ki Titan'ların sonu gelmemiş. Amacımız Underworld'e gidip ölüm tanrısı Hades'i yok etmek. (biri Diablo mu dedi ?) Yol boyunca 8 tane şehri (bunların hepsi ilk oyuna göre çok ama çok büyük hazırlanmış) ziyaret ediyoruz ve buralardaki ana görevlerin dışında istersek de yan görevleri yapıyoruz. Tüm görevleri yaparsanız oyun sizi rahatlıkla bir 15-20 saat oyalayacaktır. Ölüler diyarı gerçekten oyuna çok güzel bir şekilde aktarılmış, oralarda dolaşırken içiniz bir garip oluyor.

Öncelikle Immortal Throne'u oynayabilmeniz için Titan Quest'e sahip olmanız gerekiyor. Eğer eski oyunda yarattığınız karakteriniz duruyorsa oyun yüklenince karakterinizi Immortal Throne'da da kullanabiliyorsunuz. Şimdi geldik en önemli meseleye, eğer Titan Quest'teki kayıt dosyalarını ve karakterinizi sildiyseniz, genişleme paketini oynayabilmeniz için ilk önce tekrardan Titan Quest'i bitirmeniz gerekiyor. Açıkçası bu olay oyunu bitirip kayıt dosyalarını saklamayan insanlar için oldukça üzücü bir durum, oyun en azından 30 veya 40 seviyelerinde baştan karakter yarattırıp genişleme paketini oynamamıza izin verebilirdi. Kayıt dosyalarınız elinizde bulunmuyorsa tek yapacağınız 40 saatlik oyunu en baştan tekrardan oynamak. Neyse ki Immortal Throne'un eklentileri sayesinde oyunu baştan oynamanız pek sorun olmuyor. (en azından benim için olmadı)





Underworld Dreams

Gelelim genişleme paketinin oyuna eklediği yeniliklere ve özelliklere, Immortal Throne öncelikle oyuna yeni bir senaryo, 8 yeni şehir, yeni bir yetenek (Dream Mastery), yüzlerce yeni eşya, 20 yeni yaratık ve birçok yeni özellik ekliyor. İlk olarak envanteri otomatik sıralama özelliğinden bahsetmek istiyorum. Bu özellik sayesinde oyun boyunca envanterimize kattığımız eşyalar yakınlık ve benzerlik açısından ardı ardına sıralanabiliyorlar. Aslında bu özellik bana göre ilk oyunda da olmalıydı, insanı teker teker eşyaları düzeltmekten kurtarıyor ve son derece kullanışlı. Ayrıca artık bazı şehirlere karavanlar ve büyücüler (Enchanters) eklenmiş. Karavanlara eşyalarınızı bırakabiliyorsunuz ve istediğiniz şehirden daha sonra alabiliyorsunuz (ölüler şehrinde bile olması insana gerçekten garip geliyor, düşünsenize hayalet bir satıcı). Aynı zamanda karavanın kapasitesini para vererek arttırabiliyoruz. En güzeli ise karavana koyduğumuz eşyaları aynı bilgisayar üzerinde yarattığımız diğer bir karakter ile alıp kullanabiliyoruz. Anlatacak olursam, mesala büyücü bir karakterle oynarken aldığımız bir kılıcı karavana koyarsak, bilgisayarımızda bulunan savaşçı karakterimiz ile o kılıcı alıp kullanabiliyoruz. Büyücüleri ise bulduğumuz formüller sayesinde elimizdeki malzemeleri kullanarak yeni eşyalar (Artifact) yaratabildiğimiz yer olarak anlatabiliriz (yarattığımız bu eşyaları üzerimize takabiliyoruz). Aynı zamanda burada silahlarımıza ve giysilerimize eklediğimiz kalıntıları (Relic) parçalatıp çıkartabiliyoruz. Tabii bu kısımda birini seçmemiz gerekiyor, ya kalıntı yok oluyor ya da giysi veya silahımız (bunların hepsi tabiki oldukça para gerektiriyor). Oyuna eklenen bir diğer özellik ise yeni büyüler (Scrolls), bu büyüler yaratıklardan veya sandıklardan çıkabiliyor (satın da alabiliyorsunuz tabiki) ve bir kere kullanılabiliyorlar, aynı zamanda etkileri de oldukça yüksek. Bir diğer özellik ise artık ölürsek, öldüğümüz yerde mezar taşımız çıkıyor eğer gidip ona tıklarsak öldüğümüzde kaybettiğimiz yetenek puanını tekrardan alabiliyoruz. Immortal Throne ilk oyuna göre oldukça zor olarak hazırlanmış, bir an bile olsun boş kalmıyorsunuz ve yaratıklar etrafınızı sarıyor, bölüm sonu yaratıkları ise oldukça zorlu olarak yapılmışlar. Kısacası oyunun sonuna kadar aksiyon hiçbir zaman duraklamıyor. Son olarak anlatacağım ise yeni yeteneğiniz Rüya (Dream Mastery). Bu yetenek agresif oyuncular için oldukça güzel bir seçenek ve çok güçlü özelliklere sahip. Bu yetenek sayesinde görünmez olabilir, yeni bir yaratığa sahip olabilir ve zamanla oynayabilirsiniz. Bu yetenek oldukça taktik gerektiriyor ve oyun boyunca birçok taktik geliştirebiliyorsunuz. Oyuna bu kadar yeni özellik eklenmiş ama yine erkek ve bayan olmak üzere iki karakter yer alıyor karakter ekranında, böyle bir oyunda kendi karakterimizi istediğimiz gibi yaratamamamız bence son derece büyük bir eksi olarak duruyor.