PC'de oyun oynayan sporseverlerin eksiklik hissettiği ana nokta; gerçekçi bir futbol oyununun bir türlü yapılamamasıdır. Bu "gerçekçi" tanımına bugüne kadar en çok yaklaşan oyun fazla tartışma gerektirmeyecek biçimde, Fifa 2002 oldu. Fifa 2002, gerçek bir futbol maçında görülmesi olası ve daha da önemlisi mümkün olan hareketleri ve pas/şut kombinasyonlarını içerdiği için bu gerçekçiliğe ulaşabildi. EA Sports da bunu yaklaşık yedi sene içinde çıkardığı on futbol oyununun sonuncusunda başardı. EA Sports, bazen biz oyuncular tarafından fazlaca eleştirilmiş de olsa; yakın bir tarihte piyasaya çıkan UEFA Champions League Season 2001/2002, PC'de Fifa 2002'den daha iyi bir futbol oyunu görmemiz için Fifa World Cup 2002'yi beklememiz gerektiğini adeta "haykırıyor"! Ne demek istediğimi yazının sonuna gelme sabrını gösterenler daha iyi anlayacaklar.

Uefa CLS 2001/2002, ilk olarak Playsatation 2 için tasarlanmış ve piyasaya sürülmüş bir oyun; ancak PC için de ayrı bir sürüm yapılmış; yani oyun bazı PS2 oyunları gibi (örnek: Tony Hawk's Pro Skater 2) "aktarılma" yoluyla yapılmamış; başlı başıan bir PC oyunu. Oyunun screenshot'ları ilk dikkat çeken yönü olmuştu internette. Ancak baştan belirtmekte fayda var ki; oldukça sıkı bir sisteminiz olmadan bu shot'lardaki kadar kaliteli oyun içi grafikler beklemeyin. Ama benim P3 550, 256 MB RAM, GeForce2 MX200 64mb karttan oluşan sistemimde bazı detayları kısmak şartı ile oldukça sağlam grafikler elde etmek mümkün. Sanırım daha "high-end" bir sistemde tüm detaylar açıkken hemen hemen tv kalitesinde grafikler yakalanabilir.

Artık oyuna gelelim. Yapay zeka (AI), son zamanlarda bir çok oyun türü için sıkça başvurulan terimlerden biri. Genellikle oyuncular tarafından fazla dikkat edilmeyen bir noktadır AI, daha çok oyun incelemelerinde yer alır (aynen burada olduğu gibi). Oyuncu ise AI'nin farkına ancak AI gerçekten kötüyse varır (aynen Uefa CLS 2001/2002'de olduğu gibi). Kısaca açıklayım, oyunda sizin dışınızda gelişen her şey, on sene önceki bilgisayar teknolojisi ile yaratılmış bir CPU tarafından yönlendiriliyor hissine kapılıyorsunuz. Bu hisse kapılmanıza başta kaleciler ve akla ziyan paslaşma tekniği neden olurken; iki farklı faul arasında ayrım yapamayan ve maç başına ortalama on sarı kart gösteren (bu yaklaşık her faulde bir kart demek oluyor) hakemler de ortama uyum sağlamayı başarıyor.

Yaklaşık on maç yaparak oyunla ilgili genel bir yargıya varmak mümkün oldu. Şimdi bu yargıları artılar ve eksiler olarak sunmak istiyorum; bu şekilde daha rahat bir görünüm elde edilebileceğini sanıyorum.

Eksiler:

1. En acı gerçeği en başta söylemek istiyorum: Oyunda tek gerçekçi nokta, takımların 11'er kişiden oluşması ve topa ayakla vurulması.

2. Pas sistemi üzerinde oyuncunun hakimiyeti minimum, top sizin vurduğunuz yerde bulunan takım arkadaşınız dışında her yere gidiyor. Oyunda 2 ayrı pas türü var; biri normal paslar, diğeri de ara paslar. Ancak her ikisi de yerine pek ulaşmıyor. Siz iki adım önünüzden koşan takım arkadaşınızın önüne veya ayağına pas atmak için tuşa basıyorsunuz, top en uzak mesafedeki forvetinize doğru gidiyor. Sadece bu bile oyunu öldürmeye yetiyor aslında.

3. Sözde Fifa'daki gibi bir şut ve pas "bar"ı (shoot meter) var ama tuşa basılı tutma sürenizle bu bar arasında pek bir ilişki mevcut değil.

4. Topa en yakın oyuncuyu seçmek (bir futbol oyunu için hayati işlev) bazen imkansız. 10 maç yaptım demiştim. Diğer 9 maçı ilk maçta ben mi beceremiyorum diye yaptım. Gerçekten imkansızmış.

5. Kendi yarısahanızdan vurduğunuz bir top, karşı kaleye yolda hiç bir futbolcuya çarpmadan, dümdüz gidebiliyor ve tıngır mıngır gelen top aynen geldiği gibi gol oluyor, kaleci de topun arkasından şöyle bir uçuyor kameralar için. Kendi kalecinize verdiğiniz geri paslarda ise AI'nin ne kadar zayıf olduğu iyice ortaya çıkıyor; çoğu sefer kaleciniz kafayla verdiğiniz geri pasta topa ayağıyla vurmaya çalışıyor, normal geri paslarda ise topu eline almaya çalıştığı oluyor, yere yatıp sonra hatırlıyor topu alamaycağını; o arada da rakip forvet topu rahatça kalenize atıyor.