Pro Evolution Soccer 2010



Yapım Konami | Dağıtım Konami | TürSpor | Diğer PlatformlarPS2 PS3 Xbox 360 PSP
Yıllardır Pro Evolution Soccer serisinin tutkunu olan, seriye tapan ve en büyük rakibi FIFA’yı hor gören biri olarak bu yıl rüyadan uyandığımı söyleyebilirim. Her yıl FIFA’nın dezavantajlarını anında fark eden, iyi yönleriniyse zar zor gören biriydim; PES’inse her şeyiyle iyi olduğunu düşünüyordum ki kendimi kandırdığımı fark ettim. Meğerse EA Sports almış yürümüş de PES’i çoktan alt etmiş. Benim bu gerçekle yüz yüze kalmamsa ancak 2009 Türkiye’sinde gerçekleşebildi.
Konami’nin seride devrim niteliği taşıyan ilk hamlesi, PES 2010’a 360° top sürme özelliğini eklemesi olmuş. Artık oyunu yön tuşlarıyla oynamak tarih oluyor ve yeni sistem sayesinde istediğimiz yöne doğru top sürebiliyoruz. Bu sayede oyunun serbestliğinin bir hayli artması sağlanmış ama yine de sistemden %100 verim aldığımı söyleyemem. Öyle ki yürüme ve koşma animasyonlarında da 360°’ye tam olarak adapte olunamadığını gözüküyor. Yine de yeni sistem sayesinde yeni ufuklara yol alacağımız kesin. Öte yandan yeni sistem sayesinde artık belli koşu yollarında ilerlemek zorunda kalmıyor, özgürce top sürebiliyoruz. Sıfıra inmeye meraklı biri olarak bu sistemin getirilmesinin yerinde bir hamle olduğunu söyleyebilirim.
Oynanışa dair bir diğer yenilikse maç öncesinde karşımıza çıkıyor. Bugüne kadar çok da fazla detaylı bulmadığım taktik ekranı, yine çok detaylı olmayan ancak oldukça kullanışlı bir sistemle renk bulmuş. “Custom Tactics” adı verilen yeni bölüm altında, takımın genel taktik anlayışıyla ilgili bazı seçenekler yer alıyor. Birer bar ile ifade edilen ve 0 - 100 aralığında değişiklik yapabildiğimiz bu seçenekler sayesinde oyun anlayışımızı kolayca belirleyebiliyoruz. Takımınızın pres yapmasını, birbirine yakın oynamasını ve birbiriyle yardımlaşmasını istiyorsanız, bu komutları istediğiniz ölçüde takıma verebilirsiniz. Yapılan değişikliklerin maç sırasında net bir şekilde fark edilebilmesi de memnuniyet verici.
PES 2010’daki en ilginç yeniliklerden biri, futbolcuların bireysel yeteneklerini gösteren kart sistemi. Sadece oyuncuların yetenekleriyle sınırlı kalmayan yeni taktik bölümünde, futbolculara teker teker taktik vermek mümkün. Örneğin; tüm futbolcularda yer alan “Balanced” kartı sayesinde, bir futbolcunun savunmaya ya da hücuma yönelik oynaması konusunda kendisine komut verebilirsiniz. Yetenekli ve özel futbolcularda ise daha ilginç kartlar çıkıyor karşımıza. Eğer elinizde Messi gibi bir futbolcu varsa maç içinde takımına daha artistik hareketler ve farklı oyun anlayışı ile katkı sağlamasını isteyebilirsiniz ondan.

Yıllardır PES serisine yöneltilen, hatta FIFA hayranlarının özellikle “salladığı” konuların başında lisans olayı geliyor herhalde. Aslında mükemmel bir oyun mekaniğiniz varsa lisans problemini daha az önemseyebilirsiniz ama bu yıl fark ettiğim üzere “arcade” tadında bir oyun mekaniğiniz varsa açığınızı farklı yollarla kapatmanız gerekiyor. Ne yazık ki bu konuda Konami’nin yeteri kadar yol aldığını söylemek güç. Geçen yıl Şampiyonlar Ligi’nin lisansını alan firma, bu yılsa Avrupa Ligi’ni de bünyesine dahil etmiş ama oyunda hala beş lig ve bir miktar ekstra takım var. Bu durumda Turkcell Süper Lig’in hayalini kuran oyuncuları yine ve sadece mod yapımcıları teselli edecek gibi.

Madem “arcade tadında” dedim, bu konuyu biraz daha açayım. Bugüne kadar memnun kaldığım PES maç motoru, sonunda kabak tadı vermeye başladı ve ben de gerçeğin farkına vardım. PES 2009’daki en büyük şikayetlerimden biri, bir futbolcuyla top sürerken çat diye arkamı dönebilmem ve bir anda yön değiştirebilmemdi. Tabii ki bunu kendim yaparken sorun etmiyordum ama karşımdaki takımların da bunu yapması o an için sinir bozucuydu. Sonunda fark ettim ki bu durum, oyunun gerçekçilikten uzaklığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Hangi futbolcu ki bir saniye içinde iki - üç kez yön değiştirebilsin? Aslında PES 2010’un beta versiyonunu edindiğimde, yapımcıların da bu konuya çözüm bulmaya çalıştıklarını görmüştüm ama oyunun tam versiyonunu görünce yeniden hayal kırıklığına uğradım. Sanki birileri beta versiyondaki gelişimden rahatsız olmuş ve bunu Konami’ye bildirmiş, Konami de karar değiştirip PES 2009’daki sistemi PES 2010’a aktarmış direkt olarak. Öte yandan yerden paslar, havadan paslar, ara paslar ve şutlar konusunda da PES 2009’dan farklı bir şey gördüğümü söylemem güç. Resmen PES 2009’daki sistem alınmış, üstüne sadece 360° top sürme özelliği ve tek bir plase şut animasyonu eklenmiş gibi. Halen aynı “orta - gol” sahneleri, aynı durdurulamaz forvetler, aynı tuhaflıklar... Lafın kısası, PES’in arcade havası bu yıl da aynen korunmuş. Bugüne kadar beni ve çevremdekileri kandırdığı için de Konami’yi tebrik etmek istiyorum.
Konami’nin PES 2010 adına en büyük hamleyse Master League bana göre. Bugüne kadar oldukça “sanal” bir yapısı olan ve oyuncuları hayal dünyasındaymışçasına hissettiren Master League, artık çok daha gerçekçi ve oynanabilir bir mod olmuş. Oyuna gerçek para birimlerini ekleyen Konami, bu sayede gerçekçilik yolunda ilk adımı atmış. Sezon öncesinde yapılan sponsorluk anlaşmaları ve yeni ekonomik yapı sayesindeyse sefalet içinde sürünmememiz sağlanmış. Artık yeterli miktarda paramız, kulüplerin yerli yerinde ekonomik yapıları ve daha net bir transfer sistemi mevcut. Ayrıca bir altyapı sistemi de Master League’e eklenmiş ve bu sayede altyapıdan futbolcu çıkarılması da mümkün kılınmış. Kulübün çalışan kadrosunu da şekillendirebiliyor olmamızsa hakimiyet hissiyatını arttıran bir detay.
Her şeye rağmen FIFA 09 ile başlayan uyanma devri, FIFA 10 ile doruğa ulaştı ve PES serisinin -kendi açımdan- ne büyük bir kandırmaca olduğunu fark ettim. Bugüne kadar PES’in simülasyon olduğunu düşünen ben, FIFA’nın yanında PES’i biraz olsun simülasyon havasında görmüyorum artık. Öte yandan FIFA’nın PC platformunda bir türlü yeni nesle geçememiş olması da, PC oyuncuları için PES 2010’u oynanabilir tek futbol oyunu kılıyor.
360° top sürme sistemi, Konami için önemli bir atılım; üstelik grafiklerin de mükemmel olduğunu söyleyebilirim ama oyunda halen çok az sayıda takım olması ve animasyonların da az sayıda olması ve çok da gerçekçi olmaması nedeniyle PES 2010’un bir simülasyon olmaktan çok uzak olduğunu söylemem gerekiyor.
7,5