1. Hikaye
2. Hikaye 1. BölümAlıntı:
Seyit Coban ,Kalradya'da bir İslam ülkesi olan Ya Habibi'nin başkenti Shariz'de bir güvenlik şefiydi.Birgün rüyasında gördüğü ak sakallı dede'nin söylediklerini dikkate alarak Kalradya'ya müslümanlığı yaymayı hayatının en büyük amacı olarak bilmişti.Birgün,Cuma Namazından çıktığında ona doğru gelen birkaç kadın ve erkeği gördü.Söylediklerine göre Shariz hanında inanılmaz derecede ayıp ve bir İslam ülkesine yakışmayacak şekilde kötü şeyler yapılıyordu.
-Seyit beyim kadınları dans ettiriyorlarmış!
-Vallahi Hancı'da utanmıyor,söylememize rağmen gözümüzün önünde kadınlarla oyalanıyor!
-Tüm herkes kötü etkilencek Seyit Abi!Lütfen şunlara bi dur de!
Seyit Coban bunları duyduktan sonra hemen hana gider,Ama kimse onu Dinlemez!
-Kapatacaksınız lan burayı!
-Kapatmıcaz lan senin gücün buraya yetmez cücük!
-Görürsünüz burayı yıktırmayan namerd ola!
Bunlardan sonra Seyit,hemen belediye meclisine gider ama,ne yazıkki herkesin aklı körelmiştir.
-Boşver Seyit,bak sanada burdan ekmek çıkar.
-Belki ordan bi kadınla evlenirsin Süleyman!Kırma bizi,
-Olan ahlaksız herifler!Para alıonuz demi ordan!
Ve anasının sütlerle ve tatlı ballarla beslediği,çiçek gibi çocuk Seyit,Hemencicik Han'ı kapatır,Yerine bir çay bahçesi kurar.
2. Hikaye 2. BölümAlıntı:
Yoğun bir sis dağlardan inip Tulga'nın üzerine çöktü.Kimse ne olduğunu anlamadan her tarafı sis kapladı ve ardından gece başladı.Gecenin başlamasının ardından surların etrafında garip sesler duyulmaya başlandı.Sesler tüm gece devam etti ve kimse gece sokağa çıkamadı.Sabah devriye görevlerini devralmak için gelen askerler,surların üzerinde kimseyi bulamadılar ve bu haberi hemen Sancar Han'a ilettiler.Sancar Han askerlerin kaçtığını sandı ama içinden bir ses bunun böyle olmadığını söylüyordu.Sur bekçileri 2 katına çıkarıldı ve surlara yerleştirildi.Gece yine aynı sis geldi ve garip sesler bu sefer daha da arttı.Sabah ise yine kimse bulunamadı.Artık herkes bunun bir kaçma girişimi olmadığını biliyordu.Bilmedikleri şey ise bunu kimin yaptığıydı.Gece ise aynı olaylar yine yaşandı.Halk sabah bazı evlerin kapılarının X işareti ile işaretlenmiş olduğunu farketti.Bunu kimin yaptığını bilmiyorlardı ama bu onları dahada korkuttu ve akşama doğru herkes evlerine kilitlendi.Sokakdaki nöbetçiler arttırıldı ve ardında sis ve gece geldi.Sabah şehrin yarısı kaybolmuştu!Sancar Han hemen konunun araştırılmasını emretti.Tek bulabildikleri şey kapıları işaretlenmiş evlerde oturan herkesin kaybolduğuydu!Diğer gece kimse ne sokağa çıktı,ne bi ses çıkardı.Sabah ise kimse kaybolmamıştı.Ama bu onları rahatlatmadı aksine garip söylentiler çıktı.Kimi bunu yapanın Sarranid şeytanlığı olduğunu,kimi ise bunun sisten geldiğini söylüyordu.Ama yinede ortada tek bir şey vardı,artık kimse burada kalmayacaktı!Öğlen vakti tüm halk ve şehirdeki garnizon kaleden ayrıldı.Sancar Han herkesin Ichamur'a gitmesini emretti..
Ertesi Gün...
-Şunu uzatırmısın dostum?
-Elbette,al bakalım
-Duydun mu Asugan Noyan Sarranid Sınırlarını geçmiş.
-Sınırı mı geçmiş?O herifin sınıra yaklaşmaya bile korktuğunu sanıyordum.
-Sanırım Sancar Han'la konuştuğundan beri çok değişti.Değil mi?Hey nereye bakıyorsun?
-Bak şuraya!Orda bi karartı var!Birşey yürüyor!
-Bir kervanda olabilir.
-Tek kişilik kervan olur mu?Muhafız başına haber ver!
Ufuktaki karartı giderek şehire yaklaştı.Kapıların önünde durup birden bayıldı.Ardından kapılar açıldı ve muhafızlar onu içeri aldı.Adamın üzerinde bir Khergit zırhı vardı..
-Bu adama hemen su getirin!!
Adama su içirdiler ve adam tekrar uyandı.
-Adın ne dostum?Nerden geliyosun
Adam cevap vermedi.Sadece muhafızın gözlerine baktı.Ve şöyle dedi:
-Onlarr...Onlarr yeniden gelecek..
Ardından tekrar bayıldı...
Devamı Gelecek...Alıntı:
Adam kalktığında bir odadaydı.Oda kadife perdelerle düşenmişti.Yerlerde halı niyetine çeşitli hayvan kürkleri vardı.Birkaç dakika sonra içeri bir adam girdi.Elinde yemekle dolu bir tepsi vardı.
-Beyimiz sizin iyi beslenmenizi diledi.Sizinle bir an önce konuşmak istiyor..
Tepsiyi masaya bıraktı ve yavaşça odadan ayrıldı.Adam hemen yemeğini yedi ve dışarı çıktı.Bir muhafız onu Noyan'ın kabul salonuna götürdü.İçerisi parlak mumlarla süslenmişti.Duvarlarda Alagur Noyan'ın sancağı asılıydı.Odanın sonunda adam bazı kağıtları inceliyordu.Aniden;
-Merhaba Arathor! dedi gülerek,son görüşmemizden beri hiç değişmemişsin.
-Sende hiç değişmemişsin.Sanırım benden bir açıklama bekliyorsun...
Adamın birden yüzü asıldı ve ciddileşti.
-Sen uyanmadan önce Tulga'ya gönderdiğim adamlar geldi...Şehirde kimse yoktu diyorlar.Bu nasıl olur?Sancar Han nerde?Garnizondaki askerler nerde?
Adam burda tüm hikayeyi anlattı ve Tulga'dan çıktıkları güne geldi...
-...Tulga'dan çıktık ve İchamur'a yakın bir yerde kamp kurduk.Kamp alanı büyük olduğu için kampı korumak zordu.O yüzden Sancar Han asker çadırlarını kampın dışına doğru kurdurttu.Ardından herkes yattı ve kamp büyük bir sessizliğe gömüldü.Kimse uyuyamamıştı ve herkes tetikte bekliyordu.Ardından beklenilen şey geldi.Kampın dört bir yanından sesler duyulmaya başlandı.Bu sırada Sancar Han çadırdan çıktı ve bağırdı!
-Khergit Hanlığı'nın hakimiyeti altında bulunan bölgeye giren yabancılar kendini tanıtsın!!Yoksa biriniz bile hareket etmeden oklarımız boğazlarınızı deşer!
Ardından garip bir ses duyuldu ve aynı anda Sancar Han yere düştü.Khergit okçuları oklarını çıkarıp ormana doğru ok atmaya başladılar.Bir asker Sancar Han'ın yanına gitti ve bağırmaya başladı;
-Lanet olasıcalar!!Saldırın Khergitler!!!
Ardından onlarca Khergit ormana doğru koştu.Birkaç dakika boyunca hiç bir ses duyulmadı.Sonra ormandan bir adam çıktı,zırhı yırtık,miğferi delinmişti.Son gücüyle:
-Kaçın..!
diye bağırdı.Ardından onlarca gölge ormandan çıktı ve çadırlara girmeye başladılar.Girdikleri çadırlardan çığlık sesleri yükseldi ve tüm vadide gürledi...
2. Hikaye 3. Bölüm
Alıntı:
2 Gün Önce..
-Kaçın...!
Askerin ardından onlarca karartı ormandan çıktı ve kampa doğru hareket ettiler.Arathor sağ kalan ve ormana gitmek yerine sivilleri korumayı seçmiş askerleri yanına topladı ve sivillerin kaçması için bir hat oluşturdu.Birkaç saniye sonra ilk çarpışma oldu,karartılar kolayca biçiliyor,ama sayıları azalmak yerine artıyordu,düşen her bir asker,ayağa kalkarak karartılara katıldı ve Arathor'un grubuna saldırdı.Grup dakikalarca savaştı ama yorulmuş ve sayıları azalmıştı.Bunun bir yere varamayacağını anlayan Arathor,son kalan güçleri topladı ve geri çekilmelerini emretti.Önlerindeki düşmanlarla uğraşırken bişey onu arkasından tuttu ve birkaç metre ileriye fırlattı.Arathor artık bu karartıların insan olmadığını biliyordu ve sen gücüyle bağırdı:
-Kaçın!Kimseyi geride bırakmayın!İchamur'a doğru sürün atlarınızı!Arkaya bakmay-
Aniden arkasına gelen bir darbeyle yere düştü ve bayıldı.
Birkaç saat sonra..
Gözlerini açtığında bir ceset yığının içindeydi.Etrafında yüzlerce kişi yatıyordu.Korkudan hemen ayağa kalktı ve gözlerine inanamadı.Etrafındaki tüm herkes...Ölüydü!Ne yapacağını bilemeden etrafına bakındı.Acaba birileri kaçabilmişmiydi?Yoksa herkes ölümüydü?Hemen İchamur'a gitmeliydi ve herkesi uyarmalıydı.Hemen kuzeye doğru yola çıktı.İchamur'un yüksek surlarını görünce içi rahatladı..