Geçen hafta, Microsoft'un Apple'dan esinlendiği 10 özelliği yazdık. Peki Apple sütten çıkmış ak kaşık mı? Tabii ki değil. Apple'ın da Microsoft’tan esinlendiği özellikler mevcut.


Steve Jobs, bir keresinde "Windows işletim sistemi fikri Apple'dan alıntı" demişti. Bu iddiasında ne kadar haklı bilemeyiz. Bildiğimiz bir şey varsa o da, hem Mac OS X'in hemm de Windows serilerinin bugünlere gelmesi, diğerinin gelişimi sayesinde oldu. Zira iki dev teknoloji firması da birbirlerinden birçok defa esinlendi.



Geçtiğimiz hafta Microsoft'un Apple'dan esinlendiği 10 özelliği yazdık. Şimdi de Apple'ın Microsoft'tan esinlendiği özellikleri inceliyoruz. İki taraf da birçok defa birbirlerinin özelliklerini kendi işletim sistemlerine entegre ettiğinden, ana hatları dışında kullanım açısından birbirine benzeyen özelliklerde işletim sistemleri çıkmış oldu.

Yönlendirme Paneli

Windows'ta dosyalar arasında gezinirken, klasörün solunda açık olan yönlendirme paneli, oldukça hoş ve kullanıcıya büyük kolaylık sağlayan bir özellik. Windows'un bu özelliğinin adı yönlendirme paneli (Navigation Pane) iken, Apple'da bu özellik, Finder Sidebar ismiyle yer almış. Tabii Windows'tan sonraki zamanlarda... Dolayısıyla Apple'ın, Microsoft'tan esinlendiği ilk özelliklerin başında bu yönlendirme paneli geliyor.



Finder Sidebar ilk defa Mac OS X 10.3 Panther'de görüldü. Microsoft ise bu özelliği, Panther'den 2 sene önce Windows XP'de kullanmıştı. Windows ayrıca açılıp kapanan dizin listelerini de yönlendirme paneline ekledi.

Adres Çubuğu

Windows kullanıcılarının, klasörler arasında kaybolmasını engelleyen adres çubuğu, diğer adıyla adres satırı, Apple'ın Microsoft'tan esinlendiği bir diğer özellik. Bu özellik, Windows Vista ile birlikte gün yüzüne çıkmıştı. Mac Path adıyla da Mac OS X 10.5 Leopard'ta yerini hemen aldı. Hangi yolu kullanarak o klasöre gelindiğini gösteren Mac Path, Windows'taki versiyonu kadar işlevsel değildi.



Windows versiyonunda dizin yolu üzerinde hangi klasöre tıklarsak o klasöre gidebiliyoruz. dolayısıyla, özelliği işletim sistemine ilk entegre eden Microsoft, bu alanda Apple'a öncü olmuş oldu denilebilir.

Yönlendirme Butonlarında İleri Geri

Yine bir klasör özelliği ile karşı karşıyayız. Microsoft, ilk olarak Windows 2000'de hayata geçirdiği, ekranın sol üstünde bulunan ve dizin yolu üzerinde ileri geri gitmemizi sağlayan yönlendirme oklarını bulan taraf oldu. Apple da bu özelliği 2001 yılında Mac OS X 10.1 Puma'ya dahil etti. Fakat tek bir farkla; klasörlerde sadece geri butonu vardı.



2002 yılında piyasaya sürülen Mac OS X 10.2 Jaguar'a ileri butonu dahil edildi. Böylece Windows 2000 ile birlikte gelen ileri geri yönlendirme okları, tam anlamıyla Mac OS X serisine dahil edilmiş oldu.

Simgeleri Küçültme

Mac OS X 10.6 Snow Leopard (Kar Leoparı), pencereleri simge durumuna küçültmek için bir seçenek daha ekledi. Bu seçenek varsayılan olarak kapalı geliyordu. Dock panelinde yeni bir ikon oluşturmak yerine dökümanın penceresini ait olduğu uygulama ikonunun içine minimize edebiliyordunuz.



Windows bunu Görev Çubuğu ile birlikte uzun süredir zaten yapıyor. Ayrıca Windows'un Görev Çubuğu'nda aynı öğeleri gruplayabilme gibi özellikler de mevcut.

Uzak Masaüstü Bağlantısı, aynı ağ üzerinde çalışan bilgisayar sistemlerinde oldukça işlevsel bir özellik. Özellikle iş yeri sahipleri, ağ uzmanları veya sistem yöneticileri birçok durumda uzak masaüstü bağlantısını kullanmak zorunda kalabiliyor. Mac OS X 10.5 Leopard ile birlikte Apple, Screen Sharing uygulamasına sahip oldu. Bu programa "/System/Library/CoreServices" dizininden ulaşılabilir. Aynı zamanda iChat üzerinden de programa erişilebilir.



Apple'daki Screen Sharing, Windows'taki Uzak Masaüstü Bağlantısıyla (Remote Desktop Connection) aynı işleve sahip. Üstelik Screen Sharing, ilk defa 2007'de Leopard'ta kullanılmışken, Microsoft, 2001 yılında piyasaya sürdüğü XP'de bu özelliği kullanmaya başlamıştı. Üstelik Microsoft, Mac kullanıcıları daha Screen Sharing ile tanışmamışken, Uzak Masaüstü Bağlantısını Mac üzerinden çalıştırabilecek ücretsiz bir versiyonunu da Mac kullanıcılarına hediye etmişti.


Yedekleme

Son dönemin en önemli konularının başında dosya yedekleme geliyor. Apple, Time Machine uygulaması adı altında dosyaları yedeklemeye ve sistemi geri yüklemeye olanak sağlıyor. Apple bu fikri Microsoft'tan çalmış değil. Sadece belli başlı özellikleri Windows 7'deki "Backup and Restore" uygulamasına benziyor. Windows 7 ise bu özelliği, "Sistem Geri Yükleme" gibi, önceki Windows serilerinin devamı olarak içerisinde barındırıyor.



Uzun lafın kısası, Windows ilk yedekleme ünitesine sahip işletim sistemiydi. Apple'ın yedekleme ünitesi, Microsoft'un ilk hamlesinden sonraki yıllarda Mac OS X içerisinde hayat buldu.

Kontrol Paneli

Windows'taki Kontrol Paneli'ni (bilinen adıyla: Denetim Masası) bilmeyen yoktur. Sistem ayarlarıyla ilgili hemen her ayarı bu panelden yapabiliyoruz. Apple'da da benzer bir panel var, ve adı "System Prefences". Fakat durum sanıldığı kadar basit değil. Apple'da "System Prefences"tan önce sistem ayarları "Kontrol Paneli" adı altında birçok ayrı dosyada bulunuyordu. Arkaplan için ayrı bir dosyayı açmamız gerekirken, çözünürlük için ayrı bir pencereyi açmamız gerekiyordu. Microsoft, bu ismi Apple'dan aldı ve kendine uyguladı. Fakat bu sefer tüm sistem ayarlarını bir yerde topladı.



Microsoft'un bu hareketiyle kullanıcıya ne kadar kolaylık sağlandığını gören Apple da Microsoft'un yaptığını yaptı ve tüm sistem ayarlarını tek bir yerde topladı. Fakat kendilerinin bulduğu "Control Panel" ismini Windows kullanmaya başlamıştı bile. Dolayısıyla Apple da Mac OS X 10.0 Cheetah'ta sistem ayarlarının menüsüne "System Prefences" adını verdi

ActiveSync ve Exchange 2007 Desteği

Mac serileri uzun süredir iş uygulamaları konusunda Windows serilerinden bir adım öndeydi. Windows'a Exchange Server geldikten sonra işler biraz değişir gibi oldu. Mac OS X 10.6 Snow Leopard, Exchange Server 2007'deki grup düzenleme, kontak ve elektronik posta servislerine doğal destek vermeye başladı.

Alt Tab

Windows'ta, birçok uygulama penceresi açıkken, Alt+Tab tuş kombinasyonu sayesinde bu uygulamalar arasında rahatlıkla gezinebiliyoruz. Alt+Tab tuş kombinasyonu ilk defa 1990'da Windows 3.0 ile birlikte kullanıldı. O tarihten bu yana kombinasyonu, işlevini sürdürüyor. Apple da bu tür bir kombinasyonun eksikliğini hissetmiş olacak ki, 2003 yılında piyasaya sürülen Mac OS X 10.3 Panther'e aynı işlevi gören Command+Tab tuş kombinasyonunu ekledi.



Microsoft, Vista ile birlikte arabirimde büyük değişikliklere gitti. Aero arabirimi sayesinde artık Alt+Tab, görsel açıdan da hoş gözüken bir özellik. Hatta Windows 7'de bu kombinasyonun görselliği iyice artırıldı.

Komut Satırı

Bundan 15 sene kadar önce bir hayli popüler olan MS-DOS komut istemi, Windows işletim sistemlerinde kullanılıyordu. Birçok insan MS-DOS isminden dolayı bunu bir Microsoft ürünü sanıyor. Fakat aslında Microsoft da başka bir firmadan DOS'un patentini satın almış ve MS-DOS olarak kullanmaya başlamıştı.



Gelişen arabirimler sayesinde MS-DOS'a pek ihtiyaç kalmadı ve Microsoft, Windows içerisinde bu arabirimi kullanmaya başladı. Adını da Komut Satırı (Command Prompt) koydu. Komut Satırı, DOS değil fakat aynı işleve sahip bir GUI. Apple, bu arabirimi Mac serisine kopyalamadı fakat, işlevselliğinden yararlanmak için Terminal adını verdiği bir özellik ekledi.



Kaynak