“Alien Breed 2: Assault” başlığını görenler, ilk oyunu merak edeceklerdir mutlaka. Yalnız ilk oyunu sanırım sadece yaşı müsait olanlar oynayabilmiştir zira 1991 yılında, Worms serisinin yapımcısı Team17 tarafından Amiga platformu için hazırlanan bir oyundu Alien Breed. Kuşbakışı bir kamera açısı eşliğinde uzaylı yaratıklara karşı mücadele edilen bir tarzı vardı bu oyunun ve Doom gibi ünlü serilere ilham kaynağı olmayı başarmıştı. Böyle bir oyunu tarihin tozlu sayfalarında bırakmak istemeyen Team17, geçtiğimiz yıl Xbox Live üzerinden satışa sunulan Alien Breed: Evolution’la “old school” oyuncuları sevince boğmuştu. Aynı oyun, Alien Breed: Impact adıyla PlayStation Network’ün de misafiri oldu.
Alien Breed serüvenini yeni grafik teknolojisiyle süsleyip yeniden hayata geçiren Team17, seriyi devam ettirme kararı alarak Alien Breed 2: Assault’u Steam ve Xbox Live üzerinden satışa sunmakta gecikmedi. Ancak şöyle de bir gerçek var ki Alien Breed: Evolution’da veya Alien Breed: Impact’te ne gördüyseniz, bu oyunda da aynı şeyleri göreceksiniz. Oyunun kaba hali, izometrik bir kamera açısı, daha doğrusu izometrik kamera açıları eşliğinde haldır huldur uzaylı yaratıkları öldürmek, oraya buraya koşuşturup panelleri aktif etmek ve yolumuza çıkan mermileri, sağlık paketlerini ve diğer alet edevatları toplamaktan oluşuyor. Leopold uzay gemisinin bir hayalet gemiyle çarpışmasının ardından, geminin mühendisi Theodore J. Conrad’ın olan biteni araştırmak üzere yola çıkmasını içeren bir de hikayemiz var.
Oyunun senaryo modunun başlangıcında, elimizde sadece sonsuz mermisi olan bir tabanca var. Bu silaha otomatik ve pompalı tüfeklerle diğer, farklı model silahlar da ekleniyor tabii ki oyunun ilerleyen aşamalarında. Silahlar haricinde çeşitli bombalar ve sağlık paketlerimiz mevcut. Hararetli bir “shooter” oyunu olduğu için ilk etapta oyunun vuruş hissiyatına dikkat ettim ama maalesef bu anlamda tatminkar bir sonuç alamadım. İrili ufaklı bir yığın yaratıkla karşılaşıyorsunuz maceranız boyunca. Böcek niyetine öldüreceğiniz yaratıklara kurşunlarınızın isabet edip etmediği bile beli olmuyor. Daha büyük boyutlu yaratıkların yedikleri kurşunlara verdikleri tepkilerse bir adım geriye tepmekten ibaret. Oyuna bir de korku atmosferi yerleştirilmeye çalışılmış ve ilk etapta başarılı bir sonuç çıkmış ortaya. Sağdan soldan ciyaklayarak fırlayan yaratıklardan ilk etapta korkuyorsunuz ama bir yerden sonra bu sahneler o kadar sık tekrar etmeye başlıyor ki sadece “Yeter yahu!” demekle yetiniyorsunuz.
Yaratıkların sizi rahat bıraktığı zamanlardaysa görev noktanıza ulaşmaya çalışıyorsunuz ki bu görevler de genelde bir paneli aktif hale getirmek gibi sıradan içeriklere sahipler. Olmazsa olmaz “boss” savaşları da ihmal edilmemiş ve oldukça eğlenceli sahneler çıkıyor ortaya bu savaşlarla birlikte. Olayın özü şu ki bütün zayıf yönlerine ve ilk oyuna nazaran farklı bir yönü bulunmamasına rağmen yaklaşık 900 MB’lık boyutu ve 10$’lık fiyatı ile oldukça eğlenceli bir oyun olmuş Alien Breed 2: Assault. Ha, şu anda bütün platformlar için piyasada olan ve genel yapısıyla bu oyuna benzeyen Lara Croft and the Guardian of Light gibi bir oyun varken Alien Breed 2: Assault başlığı dikkatinizi çeker mi, orasını bilemem. Yine de yavaş yavaş piyasaya dökülmeye başlayan önemli başlıkların öncesinde, ısınma turu niyetine zevkli bir macera yaşamak isterseniz, bu oyuna niyetlenebilirsiniz.
Paylaş