Altair’in Üçüncü Haçlı Seferi dönemindeki yaşadıkalrını anlatan Marco Polo’nun babası Niccolo Polo’nun yazıları yeni yeni açığa çıkmaya başlıyor. Assassin’s Creed: The Secret Crusade adlı romandan açığa ciddi anlamda çok az bilinen verileri sizlere sunuyoruz. Altaïr Ibn-La’Ahad’ın babası Umar Ibn-La’Ahad ve Maria Thorp’dan olma çocukları Darim Ibn-La’Ahad ve Sef Ibn-La’Ahad’ı tanıyın.

Not: Sürekli yazılarımız bir sürü forum ve siteye kopyalanıyor. Arkadaşlar, işi yokuşa sürmeyin. Eğer kaynak göstermeden yazılarımızı almaya devam ederseniz hukuki süreçler başlayacaktır biline. Uyarımızı yapalım ve bilgilerimize geçelim. Ah spoiler durumunu da göz önünde bulundurun.

Umar Ibn-La’Ahad (Arapçası: عمرإبن لا أحد , 1176’da öldü)

Umar Ibn-La’Ahad, suikastçılar tarikatının bir üyesi ve efsanevi suikastçı Altair İbn-La’Ahad’ın da babasıdır. 1176’da, Saladin’in kuvvetleri Masyafı kuşattığında, Saladin’in çadırının yeri casus Ahmad Sofian tarafından bildirildikten sonra, Umar, Saladin’in çadırına gizlice sızıp oraya bir mektup bırakmakla görevlendirilmişti. Umar başarılı bir şekilde çadıra sızıp mesajı bıraktı, ama Saladin tarafından fark edilen suikastçı kaçmak zorunda kaldı, bu süreç içerisinde bir Sarazen asilzadesini de öldürdü. Sarazenler barış yapmak için geldiklerinde, Umar’ın canının alınmasını istediler; eğer bunlar yapılmazsa, Sarazenler Ahmad’i idam edip kuşatmaya devam edeceklerdi. Yapılan bu çağrıdan bir süre sonra, Al Muallim’in seçeneği kalmamıştı yani Ahmad’in yerini Umar alacaktı. İdam edilmeden dakikalar önce, Umar oğlunun onun için kalede haykırdığını duyabiliyordu.

Darim Ibn-La’Ahad


Darim Ibn-La’Ahad 1193 yılıda doğdu. Suikastçı Tarikatı’nın bir üyesi ve Suikastçı Tarikatı’nın Büyük Üstad’ı Altaïr Ibn-La’Ahad’la Maria Thorp’un ilk oğludur. Ondan sonra da küçük kardeşi Altaïr ve Maria’nın ikinci oğlu Sef Ibn-La’Ahad gelmektedir.

–Hayatının ilk yılları:

Darim Ibn-La’Ahad annesinin ve babasının onu yetiştirdiği ve suikastçılık yolunda eğitim gördüğü yerde, Masyaf’ta 1193 yılında doğdu. Zaman içinde, Darim uzman bir atıcı (Crossbowman) oldu.

–Moğolistan’a yolculuk:

1217’de, Cengiz Han’ın imparatorluğu doğudan hızla genişledi ve Suikastçı Tarikatı’nın ilerleyişini yavaşlattı. Buna ek olarak, Darim’in babası Han’ın kılıç olarak bilinen bir Piece of Eden’i elinde bulundurduğuna inanıyordu. Thus, Darim ve onun annesiyle babası Han’ı derhal öldürmek için kaleden ayrıldılar, Darim’in küçük kardeşi Sef ise onun karısına ve çocuğuna bakmak için kalede kaldı ve Altaïr’in sağ kolu, Malik Al-Sayf, onlar dönene kadar tarikatın komutasını devraldı.

1227’de Moğolistana ulaştılar ve oradaki yerel bir suikastçıyla buluştular, Qulan Gal (bkz: 6 Mühür 6 Suikastçı), Altaïr’le birlikte Han’ın kampına sızmalarına rağmen, Darim’in artık daha yaşlı olan babası yaşlılığını gizleyemiyordu, ve bir muhafız tarafından fark edildiler, Altaïr, Qulan Gal onu kurtarana kadar önemli ölçüde yaralanmıştı. Qulan Gal, Altaïr’in kamptan kaçmasına yardım etti ve yeni bir plan tasarladı.

Hayatının tehlikeye girdiğini anlayan Cengiz Han, tam da Qulan Gal’ın umduğu gibi at sırtında kaçmaya başladı. Moğol Suikastçı, Han’ın atını vururken, Darim de kendi tatar yayıyla Han’ın işini başarılı bir şekilde bitirdi. Darim ve annesi ile babası evlerine döndüler.

–Masyaf’a Dönüş:

1227’den sonra, Darim annesi ve babasıyla Masyaf’a döndüklerinde onları sadece, Swami adında eski bir suikastçı çırağı karşıladı. Swami onlara Tarikat üyelerinin onları karşılamaya gelirken, Rauf’un onların yokluğunda heyecandan nerdeyse öldüğünü, ve Malik’in yeni tarikat lideri Abbas Sofian tarafından tutuklandığını söyledi. Swami, Darim’e kardeşi Sef’in onun ailesiyle birlikte Alamut’a çekildiğini ve kardeşini oradan almak için gönüllü olabileceğini söyledi.

–Alamut’ta Yaşam:

Alamut’a geldikten kısa bir süre sonra, yengesi ve yeğenleriyle bir araya geldi. Sadece Sef’in öldüğünü söylediler, söylentilere göre onu 1225 yılında Malik öldürmüştü. Darim Alamut’ta kalmayı tercih etti, daha sonra 1227 yılında babasına katıldı.

Altaïr, Darim’e Masyaf’ta olanları anlattı, Abbas bir darbe yapmış ve 1225 yılında Tarikatın başına geçmişti. Sef’in öldürülmesiyle Malik’in ilişkilendirilmesinden önce, Swami bizi bilgilendirmişti. Malik’in başarılı bir şekilde serbest bırakıldığını söyledi, bu adam kısa bir süre sonra Swami tarafından öldürülecekti. Bunlardan sonra, Altaïr ve Maria, mahkumların arasına sızan, desteğini alan ve yaşlı suikastçıların desteğini azaltan Abbasla yüz yüze geldiler. Ondan ‘Elma’yı istediler. Abbas onu getirmesi için Swami’yi gönderdi. Swami ‘Elma’yı getirmeden önce, Sef’e ölümünün babasının emri olduğunu söylediğini söyledi Altaïr’e. Altaïr’in öfkesi kendini ‘Elma’nın içinde gösterdi ve Swami Elma’ya dokunduğunda, delirdi , ilk olarak elleriyle kendini yaraladı, sonra bıçağını çekti ve kendine sapladı. Ve bunun telaşı içerisinde Darim’in annesini de öldürdü. Güvensiz hissediyordu, Altaïr kaçmak yerine Abbas’ın karşısına dikildi. Assassin’s Creed 1092.

Darim bundan sonraki 20 yılını, sonuna kadar, babasıyla, yengesi ve yeğenleriyle geçirdi. Yengesi çocuklarını aldı ve İskenderiye’de yaşamına devam etti. Sonra, Darim Alamut’u terk etti ve babasını depresif haliyle ve ‘Elma’ takıntısıyla baş başa bıraktı. Darim Moğol İmparatorluğu tehdidini hakkında uyarmak için Fransa ve daha sonra İngiltere’ye hareket etti.

–Hayatının sonlarına doğru:

Nihayet, babası tekrar Suikastçılar Tarikatı’nın Büyük Usta’sı olduğunda o da 1247 yılında Masyaf’a döndü. Ve bunu takiben babasıyla olan ilişkilerini periyodik olarak düzeltti. Altaïr 1257 yılında Venedikli kaşifler Niccolo ve Maffeo Polo’ya ev sahipliği yaptığında ve Cengiz Han’ın torunu Hülagü Han, Alamut’a yıllar sonra saldırdığında muhtemelen o hala orada mevcuttu.

Sef Ibn-La’Ahad (1195 – 1225)
Suikastçılar Tarikat’nın bir üyesi ve Altaïr Ibn-La’Ahad ile Maria Thorpe’un oğullarından biridir. Sef Ibn-La’Ahad’ın kendinden büyük bir abisi vardır onun adı ise Darim Ibn-La’Ahad’dır.
1271’de, babası, annesi ve erkek kardeşi Moğol Cengiz Han’ı öldürmek için kaleden ayrılmalarına rağmen Sef çocuklarına ve karısına bakmak için kalede kaldı. Sekiz yıl sonra, bir suikastçı olan Abbas Sofian darbe yaparak Tarikatın kontrolünü ele geçirdi ve onun casusu Swami Sef’in boynunu vururken, Malik Al-Sayf’ı Tarikatın 2. emrini aşmakla suçladı. Ölümünden önce Swami ona bu emri babasının verdiğini söyledi.

O öldükten sonra, onun ailesi, yani karısı ve iki çocuğu, babası ve abisiyle birlikte Alamut’ta yaşamaya devam etti.