2010 Dünya Kupası'nda forma giymiş oyunculardan yalnızca 7 tanesinin, dün akşam Karadağ maçının kadrosunda yer aldığını düşünürsek, Fabio Capello'nun, Güney Afrika'da yaşanan büyük başarısızlığın ardından hatalarından nasıl dersler çıkarttığını anlayabiliriz.

İngilizler, gelecek sene Polonya ve Ukrayna'da oynanacak olan Avrupa Şampionyası için yerlerini ayırtmayı başardılar. 2-0'lık üstünlüklerini koruyamayıp beraberliğe razı olmaları ve Wayne Rooney'nin aptalca gördüğü kırmızı kart gibi zor koşullara rağmen. Öyle ya da böyle, İngiltere görevini tamamlayarak kupaya katılmaya hak kazandı ve bunu, her daim eleştiri oklarının hedefinde bulunan Fabio Capello'ya borçlular.
Ashley Young açılış golünü attı ve daha sonra, Darren Bent'in golüne de asistle katkıda bulundu ki, bu Dent'in son beş maçındaki dördüncü golüydü. Theo Walcott ise özellikle ilk goldeki müthiş katkısıyla maça imza atmayı başardı.
DÜNYA KUPASI SONRASI İNGİLTERE
İngiltere'nin Karadağ kadrosu ve değişim
Kupaya gidenler Joe Hart
Ashley Cole
John Terry
Gareth Barry
Frank Lampard
James Milner
Wayne Rooney
Evde kalanlar
Scott Carson
David Stockdale
Leighton Baines
Gary Cahill
Phil Jagielka
Phil Jones
Micah Richards
Kyle Walker
Stewart Downing
Adam JohnsonScott ParkerTheo Walcott
Ashley Young
Darren Bent
Andy Carroll
Danny Welbeck
Bobby Zamora
Young, Bent ve Walcott. Üçü de Güney Afrika'ya götürülmezken, Capello'nun bu kararları ülke çapında büyük tartışmalara neden olmuş ve oyuncular da İtalyan menajere tepkilerini açıkça göstermekten çekinmemişlerdi. Walcott, Capello'nun hata ettiğini söyleyecek kadar ileri de gitmişti.
Görünen o ki, Capello, artık, Premier Lig'de formda olan oyuncuları milli takıma seçmesi gerektiğinin farkına varmış gibi görünüyor. Aklın yolu bir. Young ve Bent, kulüpleri adına son yıllarda çok büyük işlere imza attılar ancak Capello, oyuncuların bu performansını milli takıma da taşıyabileceğini son 12 ayda fark edebildi.
İşin daha ilgi çekici kısmı şu ki; İngiltere, şu an için, bu oyuncuları Güney Afrika'ya götürmemiş olmasının ekmeğini yiyor olabilir. Euro 2012 bileti cebe konulurken, özellikle bu üç oyuncu, son derece arzulu ve motive olmuş bir şekilde oynadılar.
Bu performanslar ile, Güney Afrika'da Aaron Lennon gibi oyuncuların gösterdiği korkak performanslar arasında belirgin farklar bulunuyor. Young, Bent ve Walcott, tecrübesizliklerinden ya da milli formayla başarısız olacaklarından korku duymuyorlar.
Dün akşam atılan iki gol, bu söylediklerimizin kanıtı. Rooney ileri uçtaki rolünü ifa ederken, Bent, Young ve Walcott hareketli oyunları ve birbirleriyle olan uyumlarıyla birlikte ilk yarıda, takımlarını Karadağ'a karşı üstün kılmayı başardılar.
İlk gol 10. dakikada Young'dan geldi. United'ın kanat oyuncusu, Walcott'un sağ kanattan yaptığı müthiş ortayı iyi takip etti ve golü atmayı başardı.
31. dakikada bu kez Young golü yaratan isimdi. Önce Rooney'nin ara pasını kontrol etti, daha sonra ise Bent'e adeta 'al da at' dedi ve fark ikiye çıktı. Aston Villa'nın golcüsü, halen, ceza sahası dışında çok az tehlike vadediyor ancak ceza sahası içinde son derece etkili bir bitirici olduğu da aşikar.
Sahanın diğer bölgelerinde de, İngiltere'nin 2010'daki o kötü performansından nasıl kurtulduğu ve ne derece önemli bir gelişim sağladığı görülüyordu.
Örneğin Joe Hart, İngiltere formasıyla çıktığı 14 maçta mağlubiyet yüzü görmeyerek, Euro 96'dan bu yana hiçbir İngiliz'in elde edemediği bir seriyi yakalamış durumda. Capello onu Güney Afrika'ya götürdü, ancak Hart'tan önce yaptığı iki kaleci seçimi olan Rob Green ve David James ile takım felakete sürüklendi.
Capello'yu, hatalarından ders çıkarttığı için övüyor muyuz? Ya da tam tersine, bu kadar basit olan gerçekleri Güney Afrika'da göremediği ve işleri batırdığı için yeriyor muyuz? Yılda 7.1 milyon avro kazanan biri için, cevap: Her ikisi de.
Genç, aç ve bir şeyleri kanıtlama çabasındaki oyunculardan oluşan bir İngiltere kadrosu, Euro 2012 hedefleri için en ideal seçim. Capello'nun, kulüplerinde formda dönemler geçiren oyuncuları milli kadroya davet etme seçimi de aynı şekilde önemli. Rio Ferdinand'ı, yani John Terry'den önceki kaptanını, kadroya almayarak bu tavrını netleştirmiş oldu.
Podgorica'daki maçın ikinci yarısı, İngiltere'nin önünde daha yapacak çok şeyi olduğunun kanıtı gibiydi. Rooney'nin kırmızı kartı nedeniyle Avrupa Şampiyonası'nda en az bir maçı kaçıracak olması da çok büyük bir kayıp. Ancak kadroda yer alacak olan tüm oyuncular, bazı şeyleri ispat etmek istercesine oynayacaklardır.