Habertürk Gazetesi Yazarı Serdar Ali Çelikler'den gündemi sarsacak çarpıcı bir yazı!..

‘Anadolu Devrimi’ diye nitelenen ligin başaltı takımlarının zirveyi zorlaması, Bursaspor’un şampiyonluğu; İstanbul Büyükleri’nin durumu açısından tam bir turnusol kağıdı oldu aslında. Yıllardır “Forması ilk 3’e oynar”; “Odunu koysan ya birinci olur ya da ikinci”; “Bu kadro Avrupa’ya yetmez ama Türkiye’de tamamdır” gibi safsatalarla en başta kendilerini kandıran Büyük Başkan’lar, ‘kazın ayağının öyle olmadığını’ anlamaya başladı.

Delgado’nun yıldız falan olmadığı Q7-Simao ve Guti alınınca anlaşıldı. Gökhan Zan-Serdar Özkan-Musa Çağıran-Mehmet Batdal gibi isimlerden beslenen ümitlerin sezonun devre arasına kadar olduğu ortaya çıktı. “En iyi kadro bizde”nin ötesinde bir şey söyleyemeyen başkanların takımları ligde zirveye oynasa da Avrupa’da ve kupada yol alınamaması da bir başka ders olarak önümüzde duruyor.

Özetle Anadolu Devrimi, hiç olmazsa biraz burnunun ucunu gösterdi; ‘Büyük Başkan’ların vaziyeti geç de olsa kavramalarına sebep oldu-oluyor.

Düne kadar Beşiktaş-Galatasaray-Fenerbahçe kulübü başkanları camialarından yeterli tepkiyi almadı. Çünkü diğer iki büyük de kötü durumdaydı. G.Saray ligi 6. bitirse ne olurdu ki ne de olsa Fener de şampiyon olamamıştı. Beşiktaş berbat bir sezon geçirebilirdi ne de olsa kupa Trabzon’un lig Bursa’nın olmuştu. Bursa şampiyonluğa koştuysa ne olurdu ki nasıl olsa Beşiktaş ile G.Saray’a 10 puan fark atılmıştı.

İşte bu ahval ve şerait bugüne kadar büyüklerin başkanlarını ‘kanka’ yapmaya yetti. Ancak ne zaman Fenerbahçe başını kaldırıp “Şampiyonluğu istiyorum” dediğini gösterir oldu, hemen bildik silaha sarılınmaya başlandı.

- Fenerbahçe şike yapar.
- Fener’e karşı oynayan kaleciler hep ‘mide bulandırır.’
- Sadri Şener bile Volkan Babacan’ı eleştirir. Oysa Sadri Başkan youtube’a girse; (Beşiktaş-Fenerbahçe Kupa Finali 4-2) yazsa Volkan Babacan’ın İzmir’deki kupa finalinde Beşiktaşlı Yusuf’un ceza sahası dışından plasesini içeriye aldığını; Bobo’nun ceza sahası dışından yumuşak vuruşunda topu seyrettiğini görürdü. Babacan kötü bir kaleci. Fener’deyken de kötüydü Kayseri’deyken de.
- Emre Belözoğlu Fenerbahçe kötü giderken “en fazla kendine zarar verir”; takım toparlandığında “milli takıma alınmasın”a kadar götürülür.
- Fenerbahçe hocaları adam değildir. Hiçbiri Aziz’in sözünden çıkamaz. Diğer kulüplerin tüm başkanları Aziz’in paralı uşaklarıdır. Hepsi Aziz’in bitmez tükenmez servetinden ayırdığı paralara “Eyvallah” deyip maçları satarlar.
- Fenerbahçe zaten Federasyonu ele geçirmiştir. Bir iki kurum direnmektedir. Onların başında da dürüst-ilkeli Beşiktaşlı ve Galatasaraylı isimler vardır. Zaten Fenerli olup da Aziz’in kölesi olmayan yoktur. Fenerli olsa bile kuralları her şeyin üstünde tutan biri olamaz.
Fenerbahçe hangi takımı yense rakip hoca ‘skandal’ hatalara imza atar. Zaten Fener’e yenilen tüm takımların hocası korkaktır.
- Hakemler desen Fenerbahçe’nin elinden kupa turu çalmamış; G.Saray karşısında takımı hiçbir zaman 8 kişi bırakmamış; Türkiye tarihinde bir maç bir daha da görülmeyecek bir biçimde 16 dakika kesintiye ve uzatmaya maruz kalmamıştır. Çünkü tüm hakemler Aziz’den Allah gibi tırsar; bir kısmı da satın alınmıştır.
- Ancak herkesi korkutan; sindiren; satın alan Aziz son 4 sezonda iki kez son maçları ‘bağlamayı’ bir türlü aklına getiremediğinden hep “İlahi adalet” tecelli eder.

Örnekleri çoğaltabiliriz.
Hep beraber göreceğiz, daha sezon sonuna kadar neler işiteceğiz. Fenerbahçe başını kaldırmasa; söz gelimi Trabzon bu kadar puan kaybetmese; Kadıköy’deki Trabzon maçı berabere bitse bunların hiç biri yazılmayacak; takım eleştirileri genellemeye vurulacaktı. Hakemler ve Federasyon 3 Büyükler’in hiç birini kayırmayacaktı. Anadolu takımlarının sertliğinden dem vurulacak, “Büyükler olmasa lig de olmaz” teraneleri anlatılacak. Seneye nasıl da süper işler yapılacağı anlatılacaktı.

- Oysa bugün G.Saray tarihinin en çok mağlubiyet aldığı seneyi yaşıyor;
- Beşiktaş onca transfere ve maliyete rağmen lige el sallıyor; soyunma odasında futbolcu futbolcuyu dövüyor.
- Trabzon yabancılarını ‘okyanus ötesi’ne gönderip 29 Aralık’ta gel diyor; gelmeyince (Siz olsanız gelir misiniz?) noter tasdikli ceza kesip kimya bozuyormuş... Şimdi bunlar konuşuluyor.

Ah Fener ah.. ‘Yoklukta Birlik’i neden bozdun. Neden herkes kötüyken sen biraz kıpırdanmaya başladın? Ne güzel hep beraber “kötü” döneminizdeydiniz gereği var mıydı oyunbozanlığın? Başkalarının mutsuzluğu üzerinden kendi mutsuzluğunu örterek rahatlayanların ülkesinde seninki de iş mi şimdi? Bu sezon da şampiyon olama da G.Saray ile Beşiktaş biraz daha nefes alsın. Zaten şampiyon olsan da ya şikeyle olursun ya da kaleci satın alarak...

Kaynak: Serdar Ali Çelikler / Habertürk