Eskiden çok fazla korku oyunu vardı. Gabriel Knight, Phantasmagoria, 7th Quest, Alone in the Dark gibi. Bunlar basit ama şirin grafikleri olan oyunlardı. Şirin grafikler derken, bizleri koltuklarımıza çivilemekte üstlerine yoktu. Sonra, teknolojide devrim oldu ve yeni grafik teknikleri geliştirildi. Artık oyuncu aksiyon görmek istiyordu. Saf aksiyon ile satış rekorları kıran oyunlar çıktı. Korku oyunları yavaş yavaş unutulmaya başladı. Ardından bir fikir ortaya atıldı. Saf aksiyon içine biraz da korku teması serpiştirilseydi ne olurdu acaba? İşte birçok başarılı oyunda parmağı bulunan Konami, bunu merak etmiş ve uygulamış. Silent Hill ortaya çıkmış. Daha önce Resident Evil ve Dino Crisis de büyük yankılar uyandırmıştı.

SH3, Heather adından dişi bir karakter etrafında dönüyor. Devamlı kabuslar gören bu kız, oyunun başında da bir rüya ile bizleri selamlıyor. Ardından alışveriş merkezinde uyanıyor ve kendini dışarı atıyor. Artık neler olup bittiğini çözmek bize kalmış. Uzun bir yolculuğa çıkıp, oldukça yavaş ilerleyen bir konu üzerinden, gizemleri ortaya çıkarmaya çalışacağız. Biz yolumuzda ilerlerken değişik karakterlerle de tanışacağız tabi. Ayrıca bize saldıran yaratıklar da gayet korkunç ve garip. Ama oyunun çok yavaş ilerlemesi, konunun abartı uzatılması bütün bu heyecanı silip süpürüyor.

Oyun yavaş olsa bile, öyle korkunç sahneler ile birleştirilmiş ki konu, çoğu zaman olduğunuz yerde yükseliyorsunuz :) Bir binaya girdiğinizde, bir kapıyı açtığınızda, yeni kamera teknikleri sayesinde direk bir noktaya zoom yapılıyor. Seslerin de yardımı ile bir anda size korkunç görüntüler gösterilebiliyor. Sesler burada büyük rol oynuyor. Bazı bölümlerde hiç ses olmadan dümdüz ve dar koridorlardan ilerlemeniz gerekebiliyor. Bu sessizliği bir çığlık bozuyor ama bu psikolojinizi de bozuyor haliyle. Oyundaki karakterlerin profesyonelce seslendirilmesi ve geliştirilmiş ses motoru ile oyun korkutuculuk konusunda bir adım ileri gitmiş.

Oyunun kontrollerinde pek bir değişiklik olmamış gibi. Yine konsol kontrolleri hakim oyuna. Ama alışmak zor değil. Aksiyon sahneleri için de pek bir zorluk söz konusu değil. Bu sefer oyunda yakın dövüş silahları daha fazla. Öyle silahlarla yaratıklara saldırmak yerine, katana falan gibi silahlarla onları dilimlemeye çalışıyorsunuz. Her ne kadar dilimlemekten de bahsetsem, oyun Resident Evil'in kanlılığına yaklaşamıyor bile. Oyun bir korku oyunu olabilir, yine de etrafta öyle kanlar falan bulunamıyor pek. Kırık dökük odalar, sessiz koridorlar falan tamam, ama oyunda pek şiddet yok. Tabi bunu olması gereken düzeye göre söylüyorum. Tutup da başka oyunlarla kıyaslamayın, başınız yanar :)

Grafiklere bakarsak, oyun kesinlikle yine bir adım ileri gitmiş. Daha oyunun ilk başında, karakteri yakından gördüğünüz zaman, grafiklerin kalitesini anlıyorsunuz. Luna park sahnesi ile başlayan oyunda, ses efekti de hoş yapılmış. Gerçi bana göre konsoldaki sisler daha iyiydi. Bu oyunu oynarken, aynı anda kardeşim de yanda konsolda oynuyordu da oradan biliyorum. Bu sayede iki versiyonu karşılaştırmış olduk :) Mekanlar iyi tasarlanmışlar. Odalar, gıcırdayan kapılar, yıkılan duvarlar falan ilk oyundakinin aynısı. Yaratıklar da bir sapık tarafından tasarlanmış olmalı. Nereden aklına gelmiş bilmiyorum ama o adamı zaman harcamadan biryerlere tıkmak lazım.

Ses efektleri, daha önceden söylediğim gibi süper. Grafiklerden daha çok iş yapıyor dersem yalan olmaz. Bir kere müzikler atmosferi tamamlayan en büyük faktör. Karakterlerin bu işten anlayan kişiler tarafından seslendirilmesi de iyi olmuş. Ayrıca etraftan gelen alakasız fısıltılar falan da olayı bitirmiş.

Bu oyunun sistemleri fazla zorlayacağını sanmıyorum. Noise effect nedense kötü grafik gösteriyor ama sistemleri zorluyor. Çözünürlüğün düşük tutulması ve bir takım fedakarlıklar ile oyun fazla birşey kaybetmeden oynanabilir hale geliyor. Yine de 1Ghz işlemciniz ve 64Mb ekran kartınız olsun.

Yavaş ilerleyen konusu, bazen alakasız ve işe yaramayan şeylerle uğraşmak zorunda kalmanızı bir kenara atarsak, Silent Hill 3, seriyi iyi bir şekilde devam ettiriyor. 2. oyun ile bunun arasında konu haricinde büyük uçurumlar yok ama aralarında da fazla zaman yoktu. O yüzden ilk oyunları oynamış olanlar öncelikli olmak üzere, bu oyunu herkese tavsiye ediyorum. Hatta delirmemek için bir tam çözüm edinip onunla oynayabilirsiniz oyunu. Efendim? Ben mi.. yoo, tam çözüm falan hazırlamıyorum :)