İlk defa Rebellion tarafından geliştirilen, fakat ardından değişik firmaların stüdyolarını dolaştıktan sonra tekrar Rebellion’a geri dönen Aliens vs Predator oyunu sonunda piyasaya sürüldü. Yayımlanan ekran görüntüleri ve videolarıyla beklenen bir oyun haline gelen Aliens vs Predator (AvP) PC, PS3 ve XBox360 için raflardaki yerini aldı. Bizlere farklı senaryo modlarıyla, farklı heyecanlar yaşatacağını umduğumuz yapım bazı yönlerinden sınıfta kalsa bile genel olarak ortalamanın üzerinde bir yapım olarak beklentileri nispeten de olsa karşılamayı başardı. Şimdi bu oyun hakkındaki inceleme yazımıza başlamadan önce AvP hakkında kısa bir tarihsel hatırlatmalarda bulunalım.
İlk AvP oyunu 1994 yılında Rebellion tarafından Jaguar adlı konsol için yayımlanmıştır. Ardından 2001 yılında AvP 2, Monolith Productions tarafından PC için piyasaya sürüldü. Oyun o zamanın şartlarına göre başarılı sayılabilecek bir kaliteye sahipti. AvP 2’nin getirdiği orta çaplı başarı, 2002 yılında Aliens vs Predator 2: Primal Hunt’ın da zeminini hazırlamış oldu ve Third Law Interactive imzası altında AvP 2: Primal Hunt PC platformu için piyasaya sürüldü. Fakat yapılan bu iki yapımda AvP’nin kalitesini tam olarak yansıtamamıştı. Belirli bir fan kitlesine sahip olan yapım istenilen satış rakamlarını elde edememişti. Bunun üzerine AvP ismi bir kez daha satılığa çıktı ve bu sefer Sega firması işe el koydu. Sega’nın AvP’nin isim haklarını almasıyla yeni bir AvP oyunu dedikodularıda başlamıştı. Zaten bu dedikodulardan kısa bir süre sonrada Sega, yeni bir AvP oyunu üzerinde çalıştıklarını ve oyunun Rebellion imzasını taşıyacağını belirtti. Yani kurdun dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânı misali, AvP’de dönüp dolaşıp tekrardan Rebellion Stüdyolarına geri dönmüştü. Nitekim gelişen teknoloji ve 8 sene öncesine oranla bir hayli yol kat eden oyun sektörünün bizlere nasıl bir AvP sunacağı oyuncular için büyük bir merak konusu olmuştu. Sonunda o gün geldi çattı ve Sega 2010 model AvP’yi görücüye çıkardı. Şimdi gelin bakalım aradan geçen seneler oyuna ne gibi yenilikler getirmiş.
Ahh Bu İnsanoğlunun Aç Gözlülüğü

AvP’nin senaryosundan yaptığımız ön incelemede bahsetmiştik. Fakat ön incelemeyi okumayan arkadaşlarımız için yine yüzeysel olarak oyunumuzun hikâyesine şöyle bir değinelim. AvP’nin hikâyesinin temelinde insanoğlunun aç gözlülüğü yatıyor. Eğer AvP filmlerini izlediyseniz bilirsiniz, birinci ve ikinci filmde onlar bizim dünyamıza gelmişti, bu oyunda ise bizler yani insanlar predatorlerin dünyasına giderek iade-i ziyarette bulunuyoruz. Tabi bunu babamızın hayrına yapmıyoruz. Zaten gittiğimiz gezegenin predatorlere ait olan bir alien avlama sahası olduğundan haberdarda değiliz. Karl Bishop Weyland’ın dünyamıza uzak bir gezegende piramit şeklindeki bir yapıda keşfettiği esrarengiz bir madde, buraya bir grup işçi yollamasına neden olur. Tabi giden işçilerden bir daha haber alınamayınca Weyland ters giden bir şeyler olduğunu anlar ve bu ücra gezegene paralı askerlerden oluşan ağır silahlarla donatılmış bir tim gönderir. Böylece üç düşman ırkın yolları bir kez daha kesişmiş olur. Aliens… Predators… And… Marines… İşte oyunda bu üç ırktan birini seçerek hayatta kalma mücadelesi veriyoruz. Oyunun senaryosunun basit olmasını eleştirmemek lazım, zira AvP zaten üç ırkın kıyasıya savaşını konu edindiği için, tek yapmaya çalıştığımız şey hayatta kalmak olacaktır. Şimdi bu üç ırka kısaca bir göz atalım.

Marines

Oyunda korkunun ve gerilimin tamamen tadına varmak istiyorsanız seçeceğiniz taraf Marines olmalı. Zira bu modun klasik bir fps oyunundan pek bir farkı olmasa bile, üzerinize akın akın gelen aliens ordusundan ve birden yanınızda bitiveren predatorlerden kaçmanın tadı bir başkadır. Marine grubu, yani insanlar oyunda genel olarak gruplar halinde dolaşıyor. Zaten tek başınıza düşmanlarınıza karşı pek bir şey yapamayacağınız için sizinde sürüden ayrılmanızı pek tavsiye etmem. Oyundaki silahlarımız bir hayli etkili. Yani bi alien’ı birkaç atışta öldürebiliyoruz. Birde yanımızda birkaç arkadaşımız varsa hiç korkmamıza bile gerek yok. Sadece karanlık mekânlarda biraz temkinli olmamız gerekiyor. Çünkü predator ve aliens’lar tek vuruşta öldürebilme yeteneğine sahipler. Karanlık yerlerde de bu iki düşman ırk olur olmadık zamanlarda üzerimize atlayabiliyorlar. Fakat dediğim gibi kendinizi tamamen gerilime kaptırmak istiyorsanız insanların tarafını seçmeniz sizin açınızdan en mantıklısı olacaktır. İnsanları seçmenizin diğer bir avantajı ise, fazla başınız dönmez ve kontrollerde zorlanmazsınız. Zira diğer iki ırkta, özellikle aliens ırkını seçtiğinizde bir hayli başınızın döneceğini söyleyebilirim.

Aliens

AvP’de en hareketli, en kıvrak ırkımız alien’lar. Bu ırkı seçtiğiniz zaman, uzaktan vuruş gücüne sahip hiçbir silahınız olmuyor. Size verilen üç temel silahı (pençeleriniz, dişleriniz, kuyruğunuz) düşmanlarınızı öldürmek için kullanıyorsunuz. Her ne kadar böyle anlatınca alien’lar güçsüz gibi gözükse bile bu sizleri yanıltmasın. Çünkü alien ırkı son derece özgür bir hareket alanına sahip. Düz duvara tırmanabiliyorlar, tavanlarda yürüyebiliyorlar ve en önemlisi karanlıkta çok iyi bir şekilde görebiliyorlar. Unutmadan ekleyeyim, alien ırkının en büyük avantajlarından biride predatorleri görünmez oldukları zamanda görebilmeleri.
Eğer oyunu alien ırkıyla oynamak isterseniz karakteriniz Number Six adındaki yaratık oluyor. Fakat sizleri hemen uyarıyım, kontrollere ve görüş açısına alışmanız biraz zamanınızı alabilir. Çünkü alien ırkı tavana, yan duvarlara da tırmanabildiğinden değişen görüş açısı sizinde başınızı döndürebilir. Yinede oyunu alien ırkı olarak oynamak sizin için bambaşka bir deneyim olacaktır.

Predator


Geldik AvP’nin başkahramanı olan predator’e. Oyunu predator olarak oynadığınızda hem uzak hemde yakın temas silahlara sahip oluyorsunuz. Rakibinizin yakınına girdiğinizde bıçak ve mızrak gibi aparaklarınızla işini kolayca bitirirken, uzaktan ise sahip olduğunuz teknolojik silahlarla düşmanlarınızı bir hamlede öldürebiliyorsunuz. Predator ırkının sahip olduğu en iyi özellik ise görünmezlik özelliği. Oyunda bunu sınırsız bir biçimde kullanabiliyoruz. Tabi bu özelliğimiz genelde insanları avlarken işe yarıyor. Aliens ırkı biz görünmez olduğumuzda bile bizleri görebiliyorlar.
Predator olarak oyunu oynarken kendinizi bir başka hissediyorsunuz diyebilirim. Aliens veya insanlarla oynarken hem av hem avcı durumundayken, predatorlerle oynadığınızda ise bu durum birden değişiyor ve sadece avcı konumuna geçiyorsunuz. AvP’nin diğer oyunlardan farkını en çok predator ırkıyla oynadığınız zaman anlayabiliyorsunuz.
Tabi AvP’de her ırk için ayrı bir senaryo mevcut. Oyunun 3 senaryosunu da bitirebilmeniz için ise farklı stratejilere sahip olmanız gerekli. Mesela insanlarla oynarken gruptan fazla ayrılmamalı ve gözünüzü 4 açmanız gerekiyor. Alien ırkıyla oynarken ise olabildiğince karanlıklarda dolaşmalı, çevrenizde olan ampulleri kırıp dökmeli ve düşmanlarınızı tek tek avlamalısınız. Aksi takdirde kalabalık bir marine ordusuna aydınlık bir ortamda direk saldırmanız sizin sonunuzu hazırlayacaktır. Predator olduğunuzda ise kafanıza estiği gibi düşmanlarınızı avlayabilirsiniz. Zira kral sizsiniz.

Genel Yorum

AvP’yi genel olarak değerlendirecek olursak ortalamanın üzerinde bir yapım olduğunu söyleyebiliriz. Oyundaki tek eksik nokta senaryonun oturaklı olmaması. Fakat yazımın başında da belirttiğim gibi, Rebellion senaryo yerine üç ırkın birbiriyle kıyasıya didiştiği bir yapım ortaya çıkarmak istemiş. O yüzden bu eksik görmezden gelinebilir. Oyunun grafikleri ise son derece başarılı diyebilirim. Oyunun kısa sürmesi ise, 3 senaryonun birleştirilmesiyle giderilebilecek bir eksi. Günümüzdeki film oyunlarının kalitesini göz önüne aldığımızda AvP onlardan bir adım önde diyebilirim. Eğer eski oyunlarını oynadıysanız AvP’yi sizlere mutlaka öneririm, oynamadıysanız yine öneririm. Unutmayın… Herkes oyun oynar!