*Silmarillion/Sayfa 63
Ama Melkor tarafından tuzağa düşürülen o mutsuzlara dair kesin olarak bilinen çok az şey var. Çünkü canlılar içinde Utomno’nun derin çukurlara inen ya da Melkor’un öğütlerinin karanlığını keşfeden kimlerdir? Yine de Eressea’nın bilgelerinin gerçek saydığı bir şey vardır, Melkor’un eline düşen elfler; Utomno yıkılmadan önce orada hapsedildi, kötülüğün ağır sanatlarıyla bozulup köleleştirildi ve Melkor işte böyle yetiştirdi, Elflerle alay edip onlara imrenen ve zamanla en korkunç düşmanları olan iğrenç ork ırkını. Orklar yaşayan varlıklardı ve Iluvatar’ın çocukları gibi çoğaldılar; ve başlangıçtan önce Ainulindale’deki ayaklanışın ardından Melkor ne kendine ait yaşamı ne de yaşama benzerliği olan bir şeyi yaratamadı: böyle der bilgeler. Yüreklerinin derinlerinde orklar, kederlerinin tek yaratıcısı olan ve korkuyla hizmet ettikleri efendiden nefret ederler. Belki de Merkor’un en aşağılık ve İluvatar’a karşı en nefret dolu işi budur.
İşte tüm özgür halkların düşmanı orklar bu şekilde yaratıldılar ve bataklıktaki sinekler gibi çoğaldılar. Karanlıkta yaratıldıkları için güneş ışığına karşı korumasızdılar. Melkor ve Sauron genellikle ork orduları ile birlikte kara bulutlar da göndererek güneş engellerdi. Daha sonraki zamanlarda güneşten etkilenmeyen orklar yetiştirildi.
*Silmarillion/Sayfa 116
(Ağaçların sonu yaklaşırken)Çok geçmeden dağlardaki geçitlerden ya da güneyden, karanlık ormanların içinden geçerek Beleriand’a gelmişler. Kurtlar varmış ya da kurt suretine bürünen yaratıklar.Gölgenin başka korkunç yaratıkları ve aralarında Zaman içinde Beleriand’ın yıkımında rol oynayacak orklar da varmış ama sayıları azmış ve ihtiyatlı davranıp yolları koklayarak efendilerinin dönüşünü bekliyorlarmış. Nereden geldiklerini ya da ne olduklarını o zamanlar elfler bilmiyorlarmış, denildiğine göre bu konuda yapabildikleri en iyi tahmin, onların belki de yabanda kötüleşip vahşileşen Avari oldukları düşüncesiymiş.
Elfler böylece ebedi düşmanları ile ilk defa karşılaşmış oldular
*1954'te kaleme aldığı bir mektupta Tolkien, ork kelimesini "şeytan" anlamında kullandı, kurguladığı Orta Dünya dillerindeki diğer benzer anlamlı kelimelerle olan sesletim benzerliğini bu anlamı tercih etmesinin sebebi olarak gösterdi. 1954'te elf dilleri üzerine yazdığı bir makalede Tolkien, "ork" kelimesini "kötü ruh veya öcü" olarak vermektedir.
Orkların dillerdeki karşılıkları; Sindarin’de orch Karanlık Lisan’da uruk, Rohirric’te orc, Wos dilinde Gorgun’dur. Bununla birlikte Hobbitler onları goblin (şeytani yaratık anlamında) Eldar’sa Glamhoth diye de isimlendirir.
Bu etimolojik bilgilerim ışığında görülüyor ki Ork, Goblin ve Uruk aynı şeydir. Bunlar sadece farklı dillerdeki eş anlamlı kelimelerdir.
*Orkların dış görünüşü belki de çok çeşitli olmalarından kaynaklanarak bir çok yerde farklı tasfir edilmiştir ancak ortak özellikleri de azımsanamaz. Hepsi uzun kollu çarpık bacaklı, sivri dişli, çirkin suratlıdır ve kanları siyahtır. Genellikle kısa boylu olsalar da insan boyunda olanlar da vardır. Tolkien bir mektubunda orkları şöyle anlatır;
''Kısa boylu, geniş vücutlu, yassı burunlu, soluk benizli, geniş ağızlı ve çekik gözlü; açıkçası -Avrupalı gözüyle- Moğolların daha aşağı ve daha sevimsiz versiyonlarıdır.”
Orklar Beleriand’da ve Orta Dünya’da bir çok savaşın tam ortasında bulunmuşlardır. Melkor Valinor’dan kaçtıktan sonra Beleriand’ın ilk üç savaşını kaybedince orkların elflerle başa çıkamayacağını anlamıştır ancak bu yaratıklar daima savaşlarda yer almışlardır. Melkor devrildikten sonra da bazıları Dumanlı Dağlarda kendi kendilerinin efendileri oalrak yaşamış bazıları da Sauron’un emri altında Mordor’da toplanmıştır. Yüzük savaşlarından sonra Sauron’un da devrilmesiyle soyları yavaş yavaş yok olmuştur.
Orklar elflerden yaratıldıkları için güçlü savaşçılardır, katledilmedikçe ölmezler. Zaman içinde birbirlerinden farklılaşırken yetenkleri de farklı yönlerde gelişmiştir. Örneğin Dumanlı Dağlarda Ulu Goblin’in (diğerleinden daha büyük ve Orcrist’i görür görmez tanımasına bakılırsa muhtemelen çok da yaşlı bir orktur) emrinde yaşayan orklar karanlıkta çok daha iyi gören ve madencilikte çok ileri bir türe dönüşmüşlerdir. Mordor da yaşayanlar da savaşçılık konusunda daha güçlüdürler. Her ne olursa olsun orklar güzel olan her şeyden nefret ederler, çiğ et yedikleri için, insanları, elfleri (tabi bulabilirlerse), hobitleri, atları ve midillileri hatta kendi soylarını bile yerler. Yaşadıkları bölgedeki dilleri çarpıtarak ve Karanlık Lisanla karıştırarak kısa sürede bir sürü lehçe geliştirmişlerdir. Bu yüzden de ayrı kabilelerden gelenler aralarında ortak lisanı kullanmak zorunda kalmaktadır. Merry ve pipin’i kaçıran orklar, Dumanlı Dağlardan, Isengard’dan ve Mordor’dan gelen topluluklardan oluşuyorlardı ve bu yüzden ortak lisanı kullanmak zorunda kalmışlardı. Ork tiplerine bakılırsa bir çok farklı amaç için farklı türün olduğu görülür.
Madenci orklar, daha küçüktür ama çok daha iyi görürler, buna karşın güneşten daha çok etkilenirler. İzci orkların koklama duyuları çok gelişmiştir. Savaşçı orklar çok daha büyük ve güçlüdürler.
*Savaşçı orklara kara lisanda Uruk-hai deniyordu. Uruk-hai hakkında genellikle kafa karışıklığı olduğuna inanıyorum. Öncelikle filmlerde söylendiği gibi onlar orklar ve goblinlerin melezleri değildirler çübkü zaten ork ve goblin aynı anlama gelmektedir. Yok eğer Ok diyerek mordorlu savaşçıları goblin diyerek dağlardaki madenci orkları kastedlse de bir hata olur. Çünkü dağlı orklar çok daha çelimsizdirler ve onlarla oluşacak bir melezlik normalden güçlü orklar yaratamaz.
Yüzüklerin Efendisi İki Kule/sayfa 83
Ağaçsakal Saruman hakkında konuşuyor;
“Kötü şahsiyetlerle, orklarla ahbaplık kurmuş. Brm, hum! Daha da beteri: Onlara bir şeyler yapıyor; tehlikeli bir şeyler. Çünkü Isengardlılar daha ziyade habis insanlara benziyor. Büyük Karanlıkta Zuhur eden kötü şeylerin bir alameti de güneşe tahammül edememeleridir, lakin Saruman’ın orkları nefret dahi etseler, güneşe tahammül edebiliyor. Ne yaptı merak ediyorum doğrusu? onlar helak ettiği insanlar mı, yoksa insanlar ile orkların melezleri mi? Bu çok kara bir şer olurdu!”
Hobitleri ve Aragorn’u Bree’de izleyen Saruman’ın güneyli casusunu hatırlayın. Bir insan olsa da fazlasıyla çirkindi, Ork melezi gibi.
Kitapta uruk-hai şöyle tasfir edilir, İrice cüsseli, esmer, çekik gözlü, kalın bacaklı ve geniş elli. Geniş yüzlü kısa kılıçları vardı, bu kılıçlarla birlikte normalde orklarda görülen kavisli palalar yoktu. İnsanların yaylarına denk boyda ve şekilde yayları vardı.
*Orkların nasıl çoğaldıkları ise en büyük gizemleridir. Tolkien kötü yaratıklardan bahsetmeyi sevmediği için orkların hayatları hakkında pek fazla şey anlatmıyor ve nasıl çoğaldıkları da hiçbir yerde geçmiyor. Ancak eldeki küçük bilgilerle tahminde bulunmak mümkün.
Öncelikle Orkların elflerden geldiklerini biliyoruz ve bu yüzden de İluvatar’ın çocukları gibi çoğaldıkları söyleniyor kitapta. Bence bunun anlamı, filmde görüldüğü gibi topraktan ekilip yetiştirilme şeklinde değil, dişi orklar yoluyla üredikleridir. Hobit kitabında Gollum derin mağarasında aç kaldığında ork çocuklarını bile yediğini söylemiştir yani orkların bir çocukluk safhası vardır ki bu da filmin hatalı olduğunu gösterir. Beni en çok şaşırtan şey de yine Kralın dönüşünde geçen bir tek söz oldu;
Sayfa 203;
“Artık ne Shagrat, ne Snaga, ne de o güne kadar YUMURTADAN çıkmış herhangi bir ork umurundaydı.”
Anlaşılan orklar’ın dişileri var yumurtluyorlar ve bir çocukluk döneminmden sonra gerçek bir orka dönüşüyorlar.
Belki de dişi orklar kabilelerin devamı için çok değerli olduklarından daima en derin mağaralarda saklanıyor ve ölene kadar sürekli yumurtlamaları sağlanıyordur.
Paylaş