Binlerce jenerasyondan bu yana Galaktik trafiğin merkezi olan Coruscant, oldukça serin bir gezegendir.Üst üste kurulu katmanlardan oluşan bu tek büyük bir şehiri andıran gezegenin, güneş ışığından yoksun en alt katmanlarında, evrim geçirmiş ve ne olduğu kesin olarak bilinmeyen canlılar ve hayvan türleri barınmaktadır.Gezegenin su tesisatı ise kutuplardaki buzullardan arıtılan suları gezegenin dört bir yanına pompalamaktadır.

Gezegenin alt katmanları son derece yoğun karbondioksit içerdiğinden ancak neredeyse sonsuz uzunluktaki dev yapıların üzerlerinde normal yaşam sağlanmaktadır. Alt katmanlar ne kadar yaşanmaz, atık ve sefil ise üst katmanlarda bir o kadar lüks, üstün teknoloji ürünü yaşam alanları mevcuttur.

Alt katmanlar çok tehlikeli karmaşık ve bilinmez olduğu için üst katmanlar ile alt katmanlar arasında yaşanan hayat hiç bir zaman buluşmaz.




Trilyonların yaşamını etkileyen en önemli kararların bir kısmı, Coruscant’ta alınmıştır. Uzun bir zaman boyunca hükümetin merkezi ve Yüce Başkan’ın ikametgahı olmuştur. Parıltılı devasa ve gösterişli yapı sıralarına yukarıdan bakan, gökyüzüne yükselen binasında Valorum ve Palpatine gibi yöneticiler Cumhuriyet’in geleceğini dikkatli bir şekilde yönlendirdiler. Her ne kadar Başkan hükümeti yönetse de konular Galaktik Senato’nun yuvarlak salonunda kesin hükme bağlanıyordu.Cumhuriyet’in uzak diyarlarından binlerce senatör ve galaktik temsilci acil işler için tartışır ve sıradaki sayısız konulara geçerlerdi.

Coruscant galaksideki ticaretin büyük motorlarını etkileyen kararların merkezi olduğu kadar rüşvet ve yozlaşmanın da merkeziydi. Kuruluşların kar azaltan kısıtlamalara takılmaması için büyük bir servet harcanıyordu. Ticaret Federasyonu ve Ticaret Loncası gibi kuruluşlar Coruscant politikasının içinde inanılmaz bir etkiye sahipti.

Jedi Yüce Konseyi bu yozlaşmadan ayrı durmakta ve parıltılı kulesinde korunmaktaydı. Coruscant, Jedi Tapınağı’nı içinde bulunduruyordu ve bu saygın düzen bizzat Yüce Başkan’a karşı sorumluydu.

Gezegenşehin pırıltılı yüzeyinin altında bambaşka bir dünya vardı. Günışığının asla ulaşamadığı aşağı kesimlerde sayısız yaratık türüne eğlence, yiyecek-içecek ve tüm erdem nimetlerini vaat eden titrek hologram ve yapay ışıkların oluşturduğu bir sis hakimdi. Yukarı ve aşağı bölgedeki vatandaşlar kaçış, anonimlik, büyük eğlence ve bazen tehlike sunan sayısız binada birararaya geliyordu.