Bilfen Okulları öğrencileri, yüzyılın deneyi olarak gösterilen ''Büyük Patlama''nın yapıldığı Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi'ni (CERN) ziyaret etti.

Bilfen Okulları'ndan deneye katılan öğrenciler, İsviçre-Fransa sınırındaki Cenevre'de 1954 yılında kurulan ve bugün dünyanın en büyük yüksek enerji fiziği laboratuvarında yerin 100 metre altında 27 kilometrelik tünelde kurulan ''Büyük Hadron Çarpıştırıcısı''nda (LHC) yürütülen ATLAS, CMS, LHC ve ALICE deneylerini yerinde izledi.
Öğrenciler ziyaret sırasında, milyarlarca dolarlık bütçeyle kurulan Uluslararası Uzay İstasyonu'na eklenecek, 12 yıldır yapımı süren Alpha Manyetik Spektrometresi'ni de (AMS) yakından görme fırsatını elde etti. Son teknolojilerle üretilen ve yapımında Türk bilim insanlarının da çalıştığı AMS, uzaydaki karanlık maddenin bulunması için ölçümler yapmak için yakında ABD'ye, oradan da bu yılın sonuna kadar uzaya gönderilecek.
CERN'de görevli Türk bilim insanlarının rehberlik ettiği gezi sırasında dünyanın en ünlü fizikçileri arasında gösterilen CERN Dış İlişkiler Sorumlusu Dr. John Ellis'le de sohbet imkanı bulan öğrenciler, Ellis'e CERN'e ilişkin sorular yönelttiler.
Bilfen İlköğretim Okulları ve Bilfen Okulları bünyesindeki Özel Üsküdar Fen Lisesi'nden 15 öğrencinin katıldığı geziye okulun fizik öğretmenleri, yöneticileri ve bir grup gazeteci de eşlik etti.
-''SONRAKİ HEDEF NASA''-
Bilfen İlköğretim Okulları Koordinatörü Nurşen Kayatürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okullarında merak eden ve araştıran öğrenciler yetiştirme yolunda gayret gösterdiklerini ifade etti.
''Bizi CERN ziyaretini yapmaya iten sebep de aslında öğrencilerimizin merakı. Son dönemde deneye ilişkin o kadar çok makale okudular ki, bunlar sorularını yanıtlamaya yetmedi ve deneyi yerinde görmek istediler'' diyen Kayatürk, gezilerinde öğrencilerinin CERN'in ünlü bilim insanlarından sorularının yanıtlarını aldıklarını dile getirdi.
Kayatürk, sonraki yıllarda her yıl 10-15 öğrenciyle birlikte CERN'e eğitim gezilerini sürdürmeyi planladıklarını da ifade ederek, şöyle konuştu:
''Öğrencilerimizin CERN ziyaretlerinde edinecekleri bilgi birikimiyle, ileri ki yıllardaki kariyer seçimlerinde Türk bilimine büyük katkılar vereceğini düşünüyoruz. Bilim ve fen konularına yatkın öğrenci grubumuz var. CERN'de görevli Türk bilim insanı Bilge Demirköz, lise yıllarında CERN'e ziyaret için geldiğinde (Zamanı geldiğinde ben buraya geleceğim ve CERN'de çalışacağım) şeklinde kendine hedef koymuş. Bugün buraya gelen 15 öğrencimiz de bugünkü ziyaretlerinde aynı hedefi koydular. CERN gezilerine devam edebilirsek Türk bilimi adına farklı çalışmalar yapabilir, hatta edebiyat adına Nobel ödülü değil, bilim adına da Nobel ödülü alacak bilim insanları yetiştirebiliriz.''
Kayatürk, 2 bin 500 öğrenci arasından geziye katılacak 15 öğrenciyi seçmenin kendileri için çok zor olduğunu, CERN'in 15 yaş üzeri öğrenci sınırlamasının bulunması nedeniyle sınavlarda fizik başarısı yüksek olan öğrencileri seçtiklerine işaret ederek, ''Ancak 2 binin üzerindeki öğrencimizin aklı bu gezide kaldı. Küçük sınıflardaki öğrencilerimiz önümüzdeki yıl bu eğitim gezisine katılmak için hedef koydular ve öğrencilerimiz Fen klubünde çalışma yapmak için sıraya girdiler'' diye konuştu.
Kayatürk, ayrıca gelecek yıl Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nde (NASA) incelemelerde bulunmak üzere öğrenci gönderme projelerinin bulunduğunu da ifade etti.
-CERN'DEKİ TÜRK ARAŞTIRMACILAR NE DİYOR?-
CERN'de görevli bilim insanı Dr. Erkcan Özcan da öğrencilere ''Büyük Patlama Deneyi''ne ilişkin kapsamlı bir gezi programı düzenlendiğini belirterek, bu kapsamda öğrencilerin deneyde proton çarpıştırma sürecinden sonuçların gözlemine uzanan tüm aşamalarını teker teker gözleme fırsatını yakaladıklarını anlattı.
CERN'e uzun yıllardır benzer yaş gruplarında dünyanın pek çok ülkesinden gelen öğrencilere kendisinin de rehberlik ettiğine işaret eden Özcan, Bilfen öğrencilerinin fizik alanında Amerikalı bir bilim okulundan sonra gördüğü en iyi grup olduğunu söyledi.
CERN'de görevli Türk bilim insanı Doç. Dr. Bilge Demirköz de Bilfen öğrencilerinin CERN'e gelmesinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, ''Pırıl pırıl gençlerin yetişmesi ve bu gençlerin Türkiye'nin bilim geleceğine katkı vermesinden kendi adıma çok mutluyum'' dedi.
Demirköz, Bilfen öğrenci grubunun Türkiye'den gelen ilk büyük öğrenci heyeti olduğunu da ifade ederek, bu gezilerin artarak sürmesi temennisinde bulundu.
-AMS'İ UZAYA GİTMEDEN ÖNCE GÖRME FIRSATI-
Öğrenciler ziyaret sırasında, milyarlarca dolarlık bütçeyle kurulan Uluslararası Uzay İstasyonu'na eklenecek ve uzaydaki karanlık maddenin bulunması için yaklaşık 12 yılın sonunda tamamlanma aşamasına gelen Alpha Manyetik Spektrometresi'ni (AMS) de yakından görme fırsatını elde etti. Bu yıl sonuna kadar tamamlanıp ABD'ye, oradan da uzaya gönderilecek AMS'nin yapımını izlemek öğrencilerde ayrı bir heyecan yarattı.

AMS'in yapımında yıllarca görev yapan Demirköz, öğrencilere projeye ilişkin bilgi verirken, spektrometrenin ilk aşamasının 1988'de uzaya gönderildiğini ve 10 gün uzayda kaldığını belirterek, bu sürede bilim dünyasının uzaydaki kozmik ışınlara ilişkin en önemli verileri topladığını anlattı.
Yapımına yaklaşık 12 yıl önce başlanan AMS'nin ise 20 yıl boyunca uzayda kalacağını bildiren Demirköz, şu bilgileri verdi:
''Amacımız uzaydaki karanlık maddenin izini bulmak. Karanlık madde dediğimiz madde uzayda var ve biliyoruz ki yer çekimi ile etkileşen ancak bizim bildiğimiz normal maddeyle etkileşmeyen bir madde. Hatta galaksileri de bir arada tutan bu karanlık madde. Biz bakıyoruz ki galaksilerde ışıyan maddede bir şey eksik. Burada görünmeyen bir şey olduğu anlamına geliyor. Bana sorarsanız size bu maddenin ne olduğunu söyleyemem ama bildiğimiz konu, bu maddenin karanlık madde olduğu.
Karanlık maddenin izlerini kozmik ışınlarda uzaydan gelen yüksek enerjili parçacıklarda bulmak mümkün olacak. Buradaki amacımız da onları iyi ölçerek o izi bulabilmek.''
Uzayda kozmik ışınların ölçümlerin yapılması için küçük çapta bir detektörün bulunduğunu aktaran Demirköz, bunun bir uydu olarak üretildiğini, ancak yakında ABD'ye oradan da bu yılın sonuna doğru uzaya gönderilmesi beklenen AMS'nin çok daha ileri teknolojilerde ölçümler yapacağını söyledi.
Bilfen Üsküdar Fen Lisesi'nden 2000 yılında mezun olan ve bugün CERN'deki CAST deneyinde çalışan Türk bilim insanı Cenk Yıldız, mezun olduğu okuldan gelen geleceğin genç bilim adamlarına kendi çalıştığı dedektör hakkında bilgi verdi.
Boğaziçi Üniversitesi'nde doktora eğitimini sürdüren Yıldız, deneyde sorumlu olduğu öğrencileri bilgilendirdi.
-''TÜRKİYE'NİN CERN ÜYELİĞİ''-
Öğrenciler, gezileri kapsamında Türkiye'nin Cenevre'deki Birleşmiş Milletler Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Üzümcü'nün konutunu da ziyaret etti.
Burada dünyanın en önemli fizikçileri arasında gösterilen CERN Dış İlişkiler Sorumlusu Dr. John Ellis'le biraya gelme fırsatını yakalayan öğrenciler, Ellis'e CERN'e ilişkin çeşitli sorular yöneltti. Ellis de CERN'de yürütülen eğitim programlarına ilişkin bilgi verdi ve Türk öğretmenlerin de bu eğitimlere katılabileceğini belirtti.
Ellis, gazetecilerin soruları üzerine CERN'den Türkiye'ye Temmuz ayında bir heyetin giderek Türkiye'nin CERN'e üyelik işlemlerini görüşmeye başlayacağını bildirdi.
Türkiye'nin CERN'e katılmak isteyen bir kaç ülkeden biri olduğuna işaret eden Ellis, ''Ben konuşmalarımda artık Türkiye eğer CERN'e üye olursa değil, artık Türkiye CERN'e üye olduğunda demek istiyorum'' dedi.